MUHAMMED “sallallahu teala aleyhi ve sellem” etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MUHAMMED “sallallahu teala aleyhi ve sellem” etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sahurda bereket vardır

 Sevgili Peygamberimiz "aleyhissalatü vesselam" buyurdular ki;

*Dikkatli olun! Ramazan ayındaki sevap ve günahlar katlarıyle yazılır. Ramazanda çok namaz kılınız! Çok Kur'ân-ı kerîm okuyunuz! Çünkü Ramazan ayında okunan Kur'ân-ı kerîmin her harfi için, cenâb-ı Hak, Cennet bahçelerinden bir bahçe ihsân eder.*

*Sahura kalkın, sahurda bereket vardır.* [Buhari]

Muhammed (Sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem)

 Muhammed (Sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) insandır. Melek değildir. Arabdır. Kureyş aşîretindendir. Hâşımî kabîlesindendir. Muttalibî hânedânındandır. Mekke-i mükerremede tevellüd buyurmuşlar, kırk yaşında nebî ve kırk [üç] yaşında Resûl olmuşlardır. On sene sonra emr-i ilâhî ile Medîne-i münevvereye hicret buyurmuşlar ve on sene sonra da vefât etmişler. Âişe (radıyallahü teâlâ anha) vâlidemizin hücrelerinde [odalarında] defn olunmuşlardır. Cemi'-i mahlûkatın [bütün varlıkların] bütün kemâl sıfatları Aleyhissalâtü vesselâmın kemâl sıfatlarına nisbetle bir kum dânesinin kum deryâsına nisbeti gibidir. O tekdir. Sâdık,masduk Peygamberdir (Aleyhissalâtü ves-selâm).

(Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî kuddise sirruh)

Muhammed “aleyhisselâm” Allahü teâlânın sevgilisidir

 Muhammed Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, mahbûb-i Rabbil’âlemîndir. Ya’nî Allahü teâlânın sevgilisidir. Her şeyin en iyisi, sevgiliye verilir.


[Seyyid Abdülhakîm efendi buyurdu ki: (Her Peygamber, kendi zemânında, kendi mekânında, kendi kavminin hepsinden, her bakımdan üstündür. Muhammed “aleyhisselâm” ise, her zemânda, her memleketde, ya’nî dünyâ yaratıldığı günden, kıyâmet kopuncaya kadar, gelmiş ve gelecek, bütün varlıkların, her bakımdan en üstünüdür. Hiç kimse, hiçbir bakımdan Onun üstünde değildir. Bu güç birşey değildir. Dilediğini yapan, her istediğini yaratan, Onu böyle yaratmışdır. Hiçbir insanın Onu medh edecek gücü yokdur. Hiçbir insanın, Onu tenkîd edecek iktidârı yokdur). Allahü teâlânın, (Sen olmasaydın, gökleri yaratmazdım!) buyurduğu, (Ma’rifetnâme) önsözünde ve (Mevâhib-i ledünniyye)nin 6. cı ve 13. cü ve (Envâr-ı Muhammediyye)nin 13. cü ve 15. ci sahîfelerinde yazılıdır. İmâm-ı Rabbânînin (Mektûbât)ının üçüncü cildindeki, 122. ci ve 124. cü mektûblarında da yazılıdır.]


Allahü teâlâ, bir insanda bulunabilecek, görünür görünmez bütün iyilikleri, bütün üstünlükleri, bütün güzellikleri, sevgilisinde toplamışdır. Meselâ, insanların en güzel yüzlüsü ve gâyet nûrânî benizlisi idi. Mubârek yüzü, kırmızı ile karışık beyâz olup, ay gibi nûrlanırdı. Sözleri gâyet tatlı olup, gönülleri alır, rûhları cezb ederdi. Aklı o kadar çokdu ki, Arabistân yarım adasında, sert, inâdcı insanlar arasında gelip, çok güzel idâre ederek ve cefâlarına sabr ederek, onları yumuşaklığa ve itâ’ate getirdi. Çoğu dinlerini bırakıp müslimân oldu ve dîn-i islâm yolunda babalarına ve oğullarına karşı harb etdi. Onun uğrunda mallarını, yurtlarını fedâ edip, kanlarını akıtdı. Hâlbuki, böyle şeylere alışık değildiler. Güzel huyu, yumuşaklığı, afvı, sabrı, ihsânı, ikrâmı, o kadar çokdu ki, herkesi hayrân bırakırdı. Görenler ve işitenler seve seve müslimân olurdu. Hiçbir hareketinde, hiçbir işinde, hiçbir sözünde, hiçbir zemân, hiçbir çirkinlik, hiçbir kusûr görülmemişdir. Kendisi için kimseye gücenmediği hâlde, din düşmanlarına, dîne dil ve el uzatanlara karşı sert ve şiddetli idi. Herkese karşı yumuşak olmasaydı, Peygamberlik heybetinden, büyüklük hâllerinden, kimse yanında oturmağa ve sözünü dinlemeğe tâkat getiremezdi.

MUHAMMED “sallallahu teala aleyhi ve sellem”


“Hazret-i hakk ve feyyâz-ı mutlak buyurur ki;
Senin ism-i şerîfinin evvel harfi ile sana ve ümmetine minnet ve ihsan itdim, cehennemden âzâd itmekle.
İkinci harfle ilkâ-i muhabbet itdim kalbine ve ümmetinin kulûbunda.
İkinci mim ile mağdiret itdim sana ve ümmetine.
Dördünci harfile zâmin (kefil) oldum ki senin dînini tâ kıyâmete dek dâim idüb zevâlden (kaybolmaktan, yok olmaktan) hıfz idem (koruyayım). “
(Meâricü’n-nübüvve “Altıparmak tarihi” tercemesi)