*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
*Dünyâ*’dan gelen hiç bir *Mektup*’da şimdiye kadar bir *Tenkîd* almadık kardeşim. Hattâ; Siz şöyle yazıyorsunuz, gerçekden bu böyle midir? diye *Şüphe* bile etmiyorlar.
*Teslîm* oluyorlar, hem de *Tam teslîm*. Neden? *Büyükler*’in yazıları olduğu için. *Ehl-i sünnet* âlimlerinin yazıları onlar. Ne mutlu onları okuyanlara.
Meselâ *Mektûbât*’ın birinci cildi, *266*.cı mektûbu var. Bir hazîne. *Îtikad mesele*’sini ne güzel anlatıyor İmâm-ı Rabbânî hazretleri.
En sonunda tegannî bahsi var. Orada; *Hiçbir tarîkatda tegannî yokdur. Zındıklar, mezhebsizler tegannî ve raksı sonradan uydurdular*, diyor.
Bunlar islâmiyetde yokdur kardeşim. İslâmiyetde *Tegannî* ve *Raks* yokdur. Mektûbât’ın birinci cildinde, *65*.ci mektûbu okuyun kardeşim. *Bizim hizmet*’leri anlatıyor.
*Söz ile, yazı ile yapılan cihad, kılınçla, topla yapılan cihaddan daha kıymetlidir*, diyor. Ne güzel. Bizim arkadaşların ne kadar *Sevap* kazandığını yazıyor, elhamdülillah. Cenâb-ı Hakkın *Lütf’u* bu.
Cenâb-ı Hak, dilediklerini *Seçer*, *Sever* ve *Hizmet*’inde kullanır. Dünyâda Allahü teâlânın dînine *Hizmet* edene, âhiretde *Köşk*’ler verilecek.
Orada böyle *Çalışmak* ve *Yorulmak* yok, hazır gelecek. Allahü teâlâ va’d ediyor. Cennetde köşkler vereceğim, diyor. *Va’d-ı ilâhî* bu, elbette vukû bulur. *Şek* ve *Şüphe* yok.
Ne güzel şey. Allahın dîni’ne hizmet etmek ne büyük seâdet, ne bahtiyârlık. Elhamdülillah. Allahü teâlâ hepimize *Doğru îmân* nasîb etmiş.
Ehl-i sünnet *Îtikâdı* nasîb etmiş ki, bu zamanda bulunur *Şey* değil. Pek az bulunuyor bu zamanda *Ehl-i sünnet îtikâdı*. Ne kadar şükretsek azdır kardeşim.