*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Allahü teâlâ, kullarına ve bütün dünyaya, *Dîni* ni öğretmek için, bizi *Vâsıta* kılmış. Hepimizi yâni.
Kimimiz *Paket* yaparız, kimimiz *Yazarız*, kimimiz *Satarız*, kimimiz postâneye götürürüz. Hepimiz *Hizmet* ediyoruz.
Bu, ne büyük *Ni’met* dir efendim. Eshâb-ı kirâmın *Vazîfe* si bu. Eshâb-ı kirâm niçin çok *Yüksek* dir, niçin çok *Şerefli* dir? Çünkü hepsi de, islâmiyet yolunda çalışdılar.
*İslâmı* yaymak için uğraşdılar. Canlarını *Fedâ* etdiler. Taa Mekke’den, Medîne’den kalkdılar. İstanbul’a geldiler.
Meselâ *Hazret-i Hâlid*, yâni *Eyüp Sultân* hazretleri. Hepsi de, dîn-i islâm uğrunda canlarını *Fedâ* etdiler. Niçin? Allahın dînini *Yaymak* için.
Biz de öyle çalışıyoruz Elhamdülillâh. Allahü teâlânın dînini *Yaymak* için uğraşıyoruz kardeşim. Allah da bize *Yardım* ediyor.
● ● ●
Birgün Süleymâniye câmiine namâza gitdim, hocalar toplanmışlar, *Müzik* çalışıyorlardı. Çıkarken, yaşlı bir kadıncağız geldi. *Mevlîd* okutacakmış.
Kapıda bir çocuk vardı, ona hocayı sordu. O da; *Biraz bekle, ders yapıyorlar*, dedi.
Ben dedim ki; *Anneciğim*, bunlar *Beyoğlu* ndan öğretmen getirmişler, *Müzik* çalışıyorlar, bunlara *Mevlîd* okutulmaz. Sizin mahallenizde tanıdık *Hâfız* yok mu?
Kadıncağız *Var* dedi, çok memnun oldu. *Allah râzı olsun* deyip gitdi.
● ● ●
Hadîs-i şerîf var kardeşim. *Cömerd* in ikrâmını alın, yiyin, *Şifâ* olur. *Hasîs* in verdiğini almayın, yemeyin, *Zehir* olur. *Cömert* lik, güzel bir *Huy*.
Mekkî Efendi de anlatırdı. Derdi ki: *Cömertlik*, Cennetde olan bir *Ağaç* dır. Bu ağacın kökü *Cennet* de, dalları ise dünyâdadır.
Bu dallar, *Cömert* leri kendilerine yapıştırır ve *Cennete* çekerler. Onlar istese de, istemese de, o dallara *Yapışır* lar. *Cimrilik* de bir *Ağaç* dır.
Onun da kökü *Cehennem* de, dalları dünyâdadır. Bu dallar da, *Cimri* leri kendine yapıştırır ve *Cehenneme* çeker, yine mıknatıs gibi. *Mekkî âbi* böyle anlatırdı efendim.