Dünya sevgisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dünya sevgisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Vaktiyle çok *(Zengin)* bir adam varmış efendim, böyle kalın demirlerden odalar, hazîneler yapdırmış. İçlerini de tıka basa *(Altın)* la doldurmuş, devâmlı da *(İlâve)* ediyormuş. 


Arada bir gider, o altınları *(Sever)* miş, *(Okşar)* mış. Bir gün yine gidiyor, o demirden, çelikden yapılmış hazînelerden birinin içine giriyor. Orada altınları *(Okşuyor)*, *(Seviyor)*, *(Öpüyor)*.


Derken nasıl oluyorsa *(Çelik kapı)* birden kapanıyor. Adam *(İçerde)* kalıyor. İçerden de açılmıyormuş. Adam bağırıyor, çağırıyor. 


*(Duyan)* yok, *(Bilen)* yok, *(Soran)* yok. Adam, o altınların içinde bağıra bağıra *(Ölüp)* gidiyor efendim. Dünyâ *(Sevgi)* si bu işte. 


*(Ehibbâ)* dan Hâlid Turan bey vardı, Allah rahmet eylesin, Menemen’e götürdüler onu da. Efendi hazretleri de orda. O da benim gibi uyuyamıyormuş. 


Abdülhakim Arvasi Efendi hazretlerine gitmiş; *(Efendim, ben geceleri hiç uyuyamıyorum, ne yapayım?)* demiş. Efendi hazretleri, pek söylemez böyle şeyler. 


Ama o gün, ona söylemiş. Buyurmuş ki: *(Bizi düşün, o vakit uyursun.)* Hâlid Turan bey kendisi anlatıyor. Artık Efendi’yi düşünüp, râhatça uyuyordum, dedi. 


Yaa, uyumak da bir *(Ni’met)* efendim. Uyuyabilmek bir *(Seâdet)*. Nice kimseler var ki, rahat uyuyamıyorlar. 


Peygamberimiz aleyhisselâm buyuruyor ki: *(Bütün mü’minler adâletle değil, ihsân-ı ilâhîyle Cennete girecekler.)* 


Eshâb-ı kirâm; *(Yâ Resûlallah, siz de mi?)* diye sordular. Efendimiz aleyhisselâm; *(Evet, ben de öyle)* buyurdu. 


Neden? Çünkü Mehmet Masûm hazretleri, Mektûbâtında buyuruyor. Allahü teâlâ, bu dîn-i mübîni, bir *(Şey)* için göndermişdir. O da şu: 


Sen, bir *(Hiç)* sin. Biz bir *(Hiç)* iz, bunu anlamamız için göndermişdir. Öyle buyuruyor Mehmed Mâsum hazretleri. Kul, *(Hiç)* olduğunu anlamadığı müddetçe huzûrlu olamaz efendim.

Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Cenâb-ı Hak bizleri, sevdiği ve beğendiği kullarının yanından ayırmasın kardeşim. Hadîs-i şerîf var, iki kelimecik; *El mer’ü meâ men ehabbe*. 


Yâni Peygamber Efendimiz; *Bir kimse dünyâda kimi severse, âhiretde onun yanında olacak!* buyuruyor. Ne güzel, hadîs-i şerîf bu. *Müjde* bu efendim, müjde.


*Hubbu fillah* ve *Buğdu fillah* çok mühim kardeşim. Eğer bu ikisi yoksa, *Îmân* bile kabûl olmuyor. Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma ne buyurdu?


Yerdeki ve gökteki mahlûklarımın ibâdetlerini yapsan, sevdiklerimi sevmedikçe ve düşmanlarıma düşman olmadıkça, hiçbirini kabûl etmem. 


İşte *Hubbu fillah* ve *Buğzu fillah* bu kadar mühim kardeşim 


Her gün, *Bismillâhillezî lâ yedurru ma’asmihî şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves semî’ül alîm* duâsını okumalı. 


Neden? Çünkü bunu okuyan kimseye *Sihir* te’sîr etmez. İmâm-ı Rabbânî hazretleri; *Yola çıkarken, Bismillâhillezî duâsını okuyun!* buyuruyor.


Yola çıkarken bunu okuyacağız. Şurada birkaç günlük *Ömür* kalmış. Fırsatı kaçırmamak lâzım. Dünyâ muhabbetini *Kalp* den çıkarmak lâzım. 


Dünyâ sevgisi kalpden çıkdımıydı, yerine Allah sevgisi gelir, yerleşir. Hem *Dünyâyı sev*, hem de, *Ben Allahı seviyorum* de, olmaz öyle şey. 


Kalpden dünyâ muhabbeti çıkmadan Allah sevgisi girmez. Önce *Dünyâ sevgisi* çıkacak. Kalp boşalacak. İşte o zaman *Allah Sevgisi* gelip kalbe girer. 


Nasıl ki, bir şişenin içinde *Hava* varsa, *Su* girmez. *Su* varsa, *Hava* girmez, onun gibi. Yâni (Su) ile (Hava), bir şişede aynı zamanda bulunamaz, imkân yok. 


İşte insanın kalbi de öyle. *Dünyâ Sevgisi* ile *Allah Sevgisi* aynı anda, bir arada olmaz. 


Bir daha bu cemiyeti bulamazsınız kardeşim. Ben yukarı çıkıyorum. *Enver âbi* size birkaç şey söylesin, Onu dinleyin. 


Rabbimize çok şükür kardeşim. Bizi burada, huzûr-i ilâhî de topladı. Ne büyük ni’metdir huzûr-i ilâhîye kavuşmak. İşte *Namaz* demek, *Huzûr-i ilâhî* demekdir.