HILL VE HURMETİN [Halâl ve haramın] TA'RİFİ

Her şey,hâlık ve mâliki olan Hak subhânehü ve teâlâ ve tekaddesin mahlûk ve memlûküdür.Neyin tasarrufuna izin verdi ise,halâl olur;Mesalâ bir erkeğe,iki kız karındaşlardan birisinin nikâh ile isti'mâlini halâl kıldı,diğerini ona haram kıldı.Onda tasarrufa me'zûn değildir.

Haram demek, sâhibi ve hâlıkı,bu adamı,bunun istimâlinden mahrûm etmiştir,demektir.Halâl ise,o ukde-i hurmeti [haram düğümünü] hal etmiş [çözmüş] demektir.Bir şey bazı kimselere halâl,bazılarına da haram olur.

Bu dünyadaki hurmete riâyet etmeyen bir kimse, dâr-i âhirette onun hırmanıyla [mahrûm kalmasıyla] cezâlanır,mahrûm olur.Burada hıllıne riâyet edene,orada onun hakîkati ile mütemetti' olmasını nasîb eder.Böyle mükâfât buyurur.Meselâ buyurmuşlardır: "Dünyada haram olan ipeği giyen,ahirette ipek giymez."İpek ise cennet elbisesidir.Cennete girmeyeceğini gösterir.Cennete dâhil olmayan,cehenneme girer.Zirâ her ikisinden  başka dâr-ül beka [devamlı kalacak yer]yoktur. Kıyamet ise dâr-ül bekadan ibârettir.Âhiret umûru hiçbir sûretle dünyevî işleri kıyâs kabûl etmez.Bu dünyâ fenâ bulmak için halk olunmuştur ki,fenâ buluyor.Âhiret beka için,bekaya lâyık bir surette halk olunmuştur.Beka ile seri-ül fenâ [çabuk fânî] olan şeylerin arasında ne kadar fark var ise,her ikisinin umûr  ve ahvâli arasında o kadar fark vardır.İştirak [ortaklık] ancak elfaz ve ta'birattadır [söz ve ifâdededir.]

Meselâ cennet,burada bostan,orada cennet denilen dâr-üs-seâdet-il-ebediyye [ebedî seâdet yeri],cehennem burada derin ateş kuyusu, orada cehennem itlâk buyurmuş [ismini vermiş] olduğu,dâr-ül azâb ve dâr-ül ikab-il ebediyye [sonsuz azâb yeri] demektir.
                       
                             Seyyid Abdülhakîm Arvâsî ( Kuddise Sirruh ) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder