Minah-107 : Gavs (kuddise sirruhu) Mevlana Cami (kuddise sirruhu)’nin şu beytini okudular:
Zahidler taat yüzünü
Mihrab köşesine çevirmişler.
Sonra buyurdular: “Bazı müridler için devamlı olmamak kaydıyla, şeyh rabıtada cennet ehli suretinde, tüysüz görülür. Yukarıdaki beytin ikinci mısrası buna işaret ediyor.”
Minah-108 : Başka şeyhlerin sohbetinde ve evliyanın türbesini ziyarette mürid rabıtalı olmaya çok dikkat etmelidir.” Gavs (kuddise sirruhu.) bunları söyledikten sonra mecliste bulunanlardan bir fakir sordu:
-”Peygamberlerin (aleyhisselam.) ziyaretinde de durum aynı mıdır?” Cevaben:
-”Evet” dediler. Fakir tekrar sordu:
-”Ravza-i mutahharada da öyle midir?” Gavs (kuddise sirruhu):
-”Evet” buyurdu.
Minah-109 : “Mürid enbiya (aleyhimusselam) ve evliya (kuddise sırruhum)’nin ziyaretinde gördüğü menfaati, şeyhinden veya onun aracılığıyla aldığına inanmalıdır. Oralarda müride onların sureti zahir olacak olsa, o bunu şeyhinin letaiflerinin bir sureti olduğuna itikat etmelidir.”
Minah-110 : Yüce mecliste bir gün Gavs (kuddise sirruhu)’asoruldu: “Rabıtanın tesiri ne zaman kesilir.”
Buyurdu: “Müridin makamı, şeyhinin makamını geçtiği zaman rabıtanın tesiri kalmaz. Fakat ölüme kadar ne bulsa şeyhinin bereketiyledir.
Vefa kanunu odur ki, şeyhinden yükseğe çıksa dahi onu terk etmek güzel görülmez. Bazı meşayihin ben şeyhimi geçtim sözü hiç de hoş değildir.”
Minah-111 :: “Salikin’ şüphe ve tıkanmaları şeyhin vasıtasıyla çözülür.
Mürid ancak kemale erdikten sonra Allahü Teala ona bir sebeb gönderir.
Şeyhinin makamının üstüne çıkmayan bir müride her zaman rabıta fayda verir.”
Minah-112:
Gavs (kuddise sirruhu.) bir gün muhabbet ehli olanların üzerine sohbet edip onları övdüler. Sonra cezbe ehlinden bahsettiler ve buyurdular:
-”Şeriata uyan istikamet ehlinin değeri, ancak ahirette belli olur. Bunlarda manevi bir hal (aşk, vecd) olmasa dahi. zararı yoktur.”
Minah-113:
Sadatın sohbetinde, gözü kapatmanın üstünlüğünü belirtip, teşvik için buyurdular:
-”Doğan kuşu gözünü kapatmadan avcilik yapamaz.”
Sonra şu beyti okudular:
“Gel çünkü gözümüz senin evindir.”
Minah-114:
Şeyh-ül Meşayih Mevlana Halid (kuddise sirruhu)’in icazet kitabında, Nakşi’den olduğu gibi, diğer dört tarikattan da (Kadiri, Sühreverdi, Çeşti, Kübrevi) şeyhi Abdullab Dehlevi (kuddise sirruhu.)’den icazetli olduğu yazılı. Bunun zahirinden anlaşıldığı gibi, şeyh bu tarikattan dilediği herhangi birine göre, müridini terbiye edebilir mi? diye Gavs’a soruldu.
Şöyle cevap verdi: “Bundan maksat o tarikatlardaki, mûridleri de tasarruf icazetidir. Onların usulüne göre hiçbir tarikatın usulü ile terbiye ettiği işitilmemiştir. Terbiye edemez de. Çünki diğer tarikatların bazı usulleri Nakşibendi tarikatında bid’at kabul edilir. Bid’at yapanlar ise tarikattan çıkmış sayılırlar. Bid’at yapmak, bid’at olan usullere razı olmak, bidati ilk defa icat etmek gibidir.”
Zahidler taat yüzünü
Mihrab köşesine çevirmişler.
Sonra buyurdular: “Bazı müridler için devamlı olmamak kaydıyla, şeyh rabıtada cennet ehli suretinde, tüysüz görülür. Yukarıdaki beytin ikinci mısrası buna işaret ediyor.”
Minah-108 : Başka şeyhlerin sohbetinde ve evliyanın türbesini ziyarette mürid rabıtalı olmaya çok dikkat etmelidir.” Gavs (kuddise sirruhu.) bunları söyledikten sonra mecliste bulunanlardan bir fakir sordu:
-”Peygamberlerin (aleyhisselam.) ziyaretinde de durum aynı mıdır?” Cevaben:
-”Evet” dediler. Fakir tekrar sordu:
-”Ravza-i mutahharada da öyle midir?” Gavs (kuddise sirruhu):
-”Evet” buyurdu.
Minah-109 : “Mürid enbiya (aleyhimusselam) ve evliya (kuddise sırruhum)’nin ziyaretinde gördüğü menfaati, şeyhinden veya onun aracılığıyla aldığına inanmalıdır. Oralarda müride onların sureti zahir olacak olsa, o bunu şeyhinin letaiflerinin bir sureti olduğuna itikat etmelidir.”
Minah-110 : Yüce mecliste bir gün Gavs (kuddise sirruhu)’asoruldu: “Rabıtanın tesiri ne zaman kesilir.”
Buyurdu: “Müridin makamı, şeyhinin makamını geçtiği zaman rabıtanın tesiri kalmaz. Fakat ölüme kadar ne bulsa şeyhinin bereketiyledir.
Vefa kanunu odur ki, şeyhinden yükseğe çıksa dahi onu terk etmek güzel görülmez. Bazı meşayihin ben şeyhimi geçtim sözü hiç de hoş değildir.”
Minah-111 :: “Salikin’ şüphe ve tıkanmaları şeyhin vasıtasıyla çözülür.
Mürid ancak kemale erdikten sonra Allahü Teala ona bir sebeb gönderir.
Şeyhinin makamının üstüne çıkmayan bir müride her zaman rabıta fayda verir.”
Minah-112:
Gavs (kuddise sirruhu.) bir gün muhabbet ehli olanların üzerine sohbet edip onları övdüler. Sonra cezbe ehlinden bahsettiler ve buyurdular:
-”Şeriata uyan istikamet ehlinin değeri, ancak ahirette belli olur. Bunlarda manevi bir hal (aşk, vecd) olmasa dahi. zararı yoktur.”
Minah-113:
Sadatın sohbetinde, gözü kapatmanın üstünlüğünü belirtip, teşvik için buyurdular:
-”Doğan kuşu gözünü kapatmadan avcilik yapamaz.”
Sonra şu beyti okudular:
“Gel çünkü gözümüz senin evindir.”
Minah-114:
Şeyh-ül Meşayih Mevlana Halid (kuddise sirruhu)’in icazet kitabında, Nakşi’den olduğu gibi, diğer dört tarikattan da (Kadiri, Sühreverdi, Çeşti, Kübrevi) şeyhi Abdullab Dehlevi (kuddise sirruhu.)’den icazetli olduğu yazılı. Bunun zahirinden anlaşıldığı gibi, şeyh bu tarikattan dilediği herhangi birine göre, müridini terbiye edebilir mi? diye Gavs’a soruldu.
Şöyle cevap verdi: “Bundan maksat o tarikatlardaki, mûridleri de tasarruf icazetidir. Onların usulüne göre hiçbir tarikatın usulü ile terbiye ettiği işitilmemiştir. Terbiye edemez de. Çünki diğer tarikatların bazı usulleri Nakşibendi tarikatında bid’at kabul edilir. Bid’at yapanlar ise tarikattan çıkmış sayılırlar. Bid’at yapmak, bid’at olan usullere razı olmak, bidati ilk defa icat etmek gibidir.”