Minah-84 : Gavs (kuddise
sirruhu) '' Şeyhinin hallerinden bir hal, şer-i şerifin zahirine
muhalif olduğunda mürid bu hususta şeriata uyar.Şeyhini taklit etmez.Ama
bu hali dolayısıyla şeyhini inkara yönelmez.O hali ona
bırakır.''dediler. Sadat-ı Kiramın da şu sözlerini naklettiler.'' Temkin
sahibini taklit eden, zındık olur.Meşayihlerin bazı
halleri olur ki şeriatın zahirine zıt görünür.Ama onların halis
müridleri, bu hali taklit etmezler ve onları inkara kalkışmazlar."
Minah-85 : " Mürid şeyhini tedrici olarak, yavaş yavaş tanır.''
Minah-86 : “Seyr-ü sülukunu tamamalayıp, bekaya dönenin tanınması gayet zordur.”
Minah-87 : “Dönüşün başlangıcında şevk kaybolur. Hatta dönen bayan, nisbetin kendisinden alındığını zanneder. Son haline vakıf olur.”
Minah-88 : “Başkalarinin kalbindeki sirlara muttala olan, izinsiz olarak onun üzerinde konuşamaz.”
Minah-89 : “Bu tarikata mensup olan kişi bir kelime dahi olsa açıkca zikir yapamaz. Bu yolun büyükleri olan geçmiş sadat-ı kiramlar açık zikir yapanları tard ederlerdi.
Ey Mürid ;
Alçak bir sesle çağır
Çünkü dost sana yakındır.
Minah-90 : “Gavs (kuddise sirruhu), şeyhinin (Seyyid Taha kuddise sirruhu) bazı halifelerinin açık zikirle meşgul olduklarından tarikattan çıktıklarına ve onların, yalnız açık zikri bırakmakla tarikata dönmüş sayılmayacağına tarikat meşayihinden birinden tarikat tazelemelerinin gerektiğine hükmederdi.”
Minah-91 : “Fena makamından bekaya dönen bazen sekre düşmeye (kuvvetli bir füyuzatla kendinden geçme) meyilli olmaktan tamamen uzak değildir.”
Gavs (kuddise sirruhu) bu mübarek kelamları sarfettikleri mecliste, yüce kapılarının hizmetçileri olan bir mürid şunları söyledi.'' Bu makamlardan ancak tamamıyla ve hakkıyla dönen (sekre düşmeyen) Hz. Peygamber (aleyhisselam) Efendimizdir. Gavs (kuddise sirruhu) müridin bu sözlerini beğenerek “Doğru söyledin." buyurdu.
Minah-92 : “Şeyhim Seyyid Taha (kuddise sirruhu)’nın bazı büyük sofilerine sordum:
“Şeyh neden tarikat hakkında konuşmuyor.”
Cevaben:
“Fena makamından bekaya döndüğü ve Peygamber Efendimiz (aleyhisselam)’in meşrebinde bulunduğu için” buyruldu.
Gavs (kuddise sirruhu)’a soruldu: “Şeyh hiç mi konuşmazdı.”Cevaben:
“Konuşması vardı. Ancak benim sorum kitap yazıp yazmama hususundaydı.” sonra da “O bana öyle dedi” buyurdu.
Minah-85 : " Mürid şeyhini tedrici olarak, yavaş yavaş tanır.''
Minah-86 : “Seyr-ü sülukunu tamamalayıp, bekaya dönenin tanınması gayet zordur.”
Minah-87 : “Dönüşün başlangıcında şevk kaybolur. Hatta dönen bayan, nisbetin kendisinden alındığını zanneder. Son haline vakıf olur.”
Minah-88 : “Başkalarinin kalbindeki sirlara muttala olan, izinsiz olarak onun üzerinde konuşamaz.”
Minah-89 : “Bu tarikata mensup olan kişi bir kelime dahi olsa açıkca zikir yapamaz. Bu yolun büyükleri olan geçmiş sadat-ı kiramlar açık zikir yapanları tard ederlerdi.
Ey Mürid ;
Alçak bir sesle çağır
Çünkü dost sana yakındır.
Minah-90 : “Gavs (kuddise sirruhu), şeyhinin (Seyyid Taha kuddise sirruhu) bazı halifelerinin açık zikirle meşgul olduklarından tarikattan çıktıklarına ve onların, yalnız açık zikri bırakmakla tarikata dönmüş sayılmayacağına tarikat meşayihinden birinden tarikat tazelemelerinin gerektiğine hükmederdi.”
Minah-91 : “Fena makamından bekaya dönen bazen sekre düşmeye (kuvvetli bir füyuzatla kendinden geçme) meyilli olmaktan tamamen uzak değildir.”
Gavs (kuddise sirruhu) bu mübarek kelamları sarfettikleri mecliste, yüce kapılarının hizmetçileri olan bir mürid şunları söyledi.'' Bu makamlardan ancak tamamıyla ve hakkıyla dönen (sekre düşmeyen) Hz. Peygamber (aleyhisselam) Efendimizdir. Gavs (kuddise sirruhu) müridin bu sözlerini beğenerek “Doğru söyledin." buyurdu.
Minah-92 : “Şeyhim Seyyid Taha (kuddise sirruhu)’nın bazı büyük sofilerine sordum:
“Şeyh neden tarikat hakkında konuşmuyor.”
Cevaben:
“Fena makamından bekaya döndüğü ve Peygamber Efendimiz (aleyhisselam)’in meşrebinde bulunduğu için” buyruldu.
Gavs (kuddise sirruhu)’a soruldu: “Şeyh hiç mi konuşmazdı.”Cevaben:
“Konuşması vardı. Ancak benim sorum kitap yazıp yazmama hususundaydı.” sonra da “O bana öyle dedi” buyurdu.