*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
*(Kıyâmet)* e yakın insanlar bozulduğu zaman, bir sünneti *(İhyâ)* eden, dirilten, ortaya çıkaran kimse, *(Yüz)* şehîd sevâbı kazanır. Ne güzel. Ya bir *(Vâcib)* i veyâ bir *(Farz)* ı ihyâ ederse?
Hele doğru *(Îmân)* etmesine sebep olursa, ne kadar *(Ecir)* kazanır, Allahü teâlâ bilir. İşte sizler, *(Kitap)* dağıtan arkadaşlar, bu *(Sevâb)* a kavuşuyorsunuz kardeşim.
İnsanlar içinde, en çok seveceğimiz *(Kişi)* kimdir? Peygamber Efendimizdir aleyhisselâm. Peki, Onu nasıl seveceğiz? *(Sevmek)* için, tanımak lâzım. Onun için *(Hayât)* ını okuyacağız.
Güzel *(Ahlâk)* ını, cömertliğini, mûcizelerini, savaşlarını tekrar tekrar okuyacağız. Böyle yaparsak, inşallah *(Sevgi)* si kalbimizi kaplar kardeşim.
Bu dünyâda, ben *(Haklı)* yım, diyen, âhiretde zararlı çıkar. Ben *(Haksız)* ım, diyen kazanır ve gideceği yer, *(Cennet)* dir. Onun için, *(Ben haklıyım)* diyerek âhirete gitmeyin.
*(Haksız)* olabilirsiniz. Size göre haklısınızdır, ama Allah indinde *(Haksız)* olabilirsiniz? İnsanlar, kendilerini *(Haklı)* gördüğü müddetçe, kendini beğendiği müddetçe, *(Feyz)* kapıları kapanır.
Evet feyz gelir, *(Kâfir)* e de gelir. İçine girer. *(Mürted)* in de içine girer. Çünkü ışığın, enerjinin girmediği yer yok ki.
Ne olur peki? Orada değişime uğrar. O gelen *(Feyz)* içerde *(Zehir)* hâline dönüşür. O fâideli şey, zehir hâline gelir.
*(Küfr)* ü artar, dinsizliği artar, * (Îmânsız)* lığı çoğalır. Ne gibi? Şeker hastasının *(Baklava)* yemesi gibi. Her dilim, onu biraz daha *(Ölüm)* e sürükler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder