*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Peygamber Efendimiz ne buyuruyor? *Men sabera zafera*. Yâni sabreden kazanır, buyuruyor. Hadîs-i şerîfdir bu. *Hüccet*’dir, *Sağlam*’dır. Birbirimize duâ edelim kardeşim.
*Duâ-i zahrül gayb icâbete makrûndur*. Ne demek bu? Yâni, arkadan yapılan duâ kabûl olur. Öyleyse birbirimize, arkamızdan *Hayr Duâ* edeceğiz. Sizin duânız *Makbûl*’dür.
● ● ●
Yavuz Sultân Selîm hân, sefere giderken, yanında hocası *Ahmet ibni Kemâl paşa* hazretlerini de götürürmüş.
Bir seferden *Zafer*’le dönerken *Hoca*’sının atının ayağından sıçrayan *Çamur*, Yavuz Selîm’in *Cübbe*’sine gelmiş.
Hocası, *Sultân Kızacak* diye korkmuş. Ama Yavuz Selîm Hân kızacak yerde *Memnûn* olmuş.
Hattâ; Cübbem, hocamın atının ayağından sıçrayan *Çamur*’la şereflendi demiş ve; *Bu çamurlu cübbeyi, ben ölünce üzerime örtersiniz!* diye vasiyyetde bulunmuş.
Hakîkaten o *Cübbe*, yirmi sene evveline kadar *Sanduka*’nın üzerinde idi. Aradan *Yüz Yıllar* geçince, artık dökülmeye başladı diye bir *Kutu*’ya kondu. Başucunda duruyor. *Mâvi*’msi bir kumaşdır.
● ● ●
*İzâ Câe* sûresi geldiği zaman, Eshâb-ı kirâm *Sıkıntı*’da oldukları hâlde çok sevinmişler. Çünkü bu sûrede meâlen; *İnsanların fevc fevc müslümân olduklarını görürsün*, diye müjde veriliyormuş.
Ama Efendimiz aleyhisselâm sevinmemişler. Eshâb-ı kirâm merak edip; *Yâ Resûlallah! Niçin sevinmiyorsunuz?* diye sormuşlar.
Efendimiz aleyhisselâm; *Öyle bir zaman da gelecek ki, o zamanda, fevc fevc dinden çıkacaklar. Onun için sevinemiyorum*, buyurmuşlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder