Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Allahü teâlâ *Kerem* sâhibidir. Kerem sâhibi, *Kerem*’inden dönmez. Yeter ki, *Kul*’ları azmasın. Kulları *Ahd*’i bozmadıkça, Allahü teâlâ *Ni’met*’ini eksiltmez. 


Nitekim kendisi; *Şükr ederseniz, ni’metlerimi artdırırım!* buyuruyor. Bir *Şükr-ü Hâlî* var, bir de *Şükr-ü Kâlî* var. 


Şükr-ü Kâlî, *Söz* ile şükretmekdir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri; *Allahümme mâ emsâ* duâsını okuyan, o günün *Şükr*’ünü yapmış olur! buyuruyor. 


*Şükr-ü Hâlî* ise, bir *Ni’met* ne için verilmişse, o ni’meti, *Onun* için kullanmakdır. *Göz* ne için verilmişse, *Ora*’ya bakmak gibi. 


Allahın *Dîni*’ni yaymak ni’metınin devâm etmesi için, bu ni’mete *Şükr*’etmek lâzım. *Ni’met*’e şükretmek nasıl olur? O ni’meti *Yeri*’nde kullanmakla olur. 


*Yeri*’nde kullanmanın birinci şartı da, *Fitne*’den sakınacağız. Fitne demek, müslümâna *Zarar* gelmesi demekdir. *Fitne*’ye sebep de, müslümânların birbirlerine olan *Sevgi*’lerinin azalmasıdır. 


Öyleyse, *Fitne* çıkmaması için, birbirimizi *Çok* seveceğiz. Ayrıca *Sevgi*’mizi de onlara bildireceğiz. Peygamber Efendimiz buyuruyor bunu. Yâni *Hadîs-i şerîf*. 


Resûlullah Efendimiz buyuruyor ki: *Men ehabbe ehâhü, fel yuhbir iyyâhu*. Ne demek bu? Yâni bir kimse, bir din kardeşini *Seviyor*’sa, sevdiğini ona *Bildir*’sin. 


Ona sevdiğini bildirmek, *Seni Seviyorum* demekle olmaz. *Sevgi*’nin şartlarını yerine getirmek lâzım. Meselâ biri, bir din kardeşimizin *Aleyh*’inde konuşursa ne yapacağız? 


O kimseye; *Sus!.. Din kardeşimin aleyhinde konuşma!* diyeceğiz. Onu susturacağız, Mü’min kardeşimizi bir *Müşkilât*’da görünce, hemen *İmdâd*’ına koşacağız, arkasından *Duâ* edeceğiz. 


Bakın, ben namazda duâ ederken ne dedim? Siz de duydunuz. *Hizmetlerimize iştirak eden din kardeşlerimize* diye, sizlere duâ etdim. Beş vakit namazda ben size *Duâ* ediyorum kardeşim.


Neden? *Sizleri Seviyor*’um da onun için. Hadîs-i şerîfde öyle buyuruluyor. Bir kimse, bir din kardeşini seviyorsa, sevdiğini ona bildirsin. 


Ama bu, *Lâf*’la olmaz ki. *Ben seni seviyorum* demek kâfi değil. *Sevgi*’sini ona bildirsin demek, *Sevgi*’nin *Şart*’larını yerine getirsin demekdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder