Leylâ’sı uğrunda ve onun aşkı ile çöllere düşen Mecnûn, salyaları akan, tüyleri dökülmüş bir köpeği seviyor, okşuyor ve gözlerinden öpüyordu. Bu hali gören birisi dayanamadı; Mecnûn’a bağırdı:
“- A akılsız adam! Bu ne sersemliktir! Bu hayvanı, ne sarılmış öpüyorsun?
Mecnûn cevap verdi:
“- Sen ne anlarsın?! Bu köpeğin ne meziyeti var biliyor musun?!. Bu kadar köyün içinde gitmiş de Leylâ’nın köyünü yurt edinmiş ve o köye bekçi olmuş!.. Bunun bir kılını arslanlara değişmem. Gönlüne, canına, irfanına dikkat et ki, onun faziletini göresin!.. Leylâ’nın köyünü yurt tutan köpeğin ayağının bastığı toprak bile benim için azîzdir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder