267
İKİYÜZALTMIŞYEDİNCİ MEKTÛB
Bu mektûb, mirzâ Hüsâmeddîn Ahmede “rahmetullahi aleyh” yazılmışdır. Esrâr ve dekâık bildirilmekdedir:
Allahü teâlâya hamd olsun! Onun sevgili Peygamberine ve Âline salât ve selâm olsun! Size ve bütün müslimânlara düâlar olsun! Lutf ederek, bu fakîre gönderdiğiniz mektûbu okumakla şereflendik. Allahü teâlâ, buna karşılık olarak size iyilikler versin! Allahü teâlânın, ihsân eylediği ni’metlerden hangisini yazayım? Onlara karşı şükrü nasıl bildireyim? Allahü teâlânın tevfîkı ile yağdırılan ilmlerin ve ma’rifetlerin çoğu yazılıyor. Anlıyan, anlamıyan herkes okuyor. Fekat, ayrıca verilen ince ve gizli şeylerden hiçbiri açığa vurulamıyor. Hattâ harfle, işâretle de, birşey söylenemiyor. Bu fakîrin ma’rifetlerini toplamış olan kıymetli oğlum, sülûk ve cezbe makâmlarına yükselmiş iken, ona da, bu ince bilgilerden söz edilemiyor. Bunların örtülmesine titizlikle çalışılıyor. Evet oğlum, bu gizli bilgilere kavuşmuşdur ve yanılmakdan, şaşırmakdan korunmakda olduğunu biliyorum. Fekat, çok ince olduklarından dil tutuluyor. Gizlilikleri, ağzın açılmasını önlüyor. Hâlim, Eş-Şuarâ sûresi, onüçüncü âyetinin, (Göğsüm daralıyor, dilim tutuluyor) meâl-i şerîfine uygundur. Bu sırlar, beyâna gelmiyen cinsden değil, belki beyâna sığmıyan sırlardır.
Hâfızın feryâdı boşuna değil,
şaşacak şey çokdur onda, iyi bil!
Saklamak için uğraşdığımız bu ni’metlerin hepsi, Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” Peygamberlik kaynaklarından gelmekdedir. Meleklerin yüksekleri de, bu ni’mete ortakdırlar. Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” izinde gidenlerden dilediklerini de bu ni’metle şereflendirirler. Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” hazretleri buyurdu ki, (Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizden iki ilm öğrendim. Bu iki ilmden birini size açıkladım. İkinci ilmi eğer bildirir isem, beni öldürürsünüz). Bu ikinci ilm, gizli olan ilmdir. Bunu herkes anlıyamaz. Bu, Allahü teâlânın büyük ni’metidir. Bu ni’meti dilediğine verir. Allahü teâlâ, büyük ni’metler vericidir. Çok kıymetli hocamın çocuklarına yazılan mektûbu, lutfen gözden geçiriniz!
Kıymetli efendim! Bu fakîre göre, tesavvufda bid’at meydâna çıkarmanın çirkinliği, dinde bid’at yapmanın çirkinliğinden az değildir. Tesavvufun bereketleri, bid’at çıkmadığı müddetçe akar gelir. Tesavvufda bir değişiklik yapılınca, feyzler ve bereketlerin gelmesi de durur. Bunun için tarîkatde bir değişiklik olmamasına çok dikkat etmelidir. Tarîkatden olmıyanlarla görüşmemelidir. Her nerede ve her kim olursa olsun, tarîkati değişdiren birşey görülürse, zorla ve elbette önlemelidir. Tarîkatin doğrusunu kuvvetlendirmeli ve yaymalıdır. Vesselâm, vel-ikrâm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder