*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Müslümâna verilen *Dert* ler ve *Belâ* lar, mutlaka *İyidir* ve *Hayrlı* dır. Bu hususta hadîs-i şerîf var. Dolayısıyla bizler, dünyânın en *Bahtiyâr* insanlarıyız kardeşim. Niçin?
Çünkü *Gemi* belli, *Kaptan* belli, *Rota* belli. Cenâb-ı Hakka, verdiği bu büyük ni’metden dolayı sonsuz *Şükür* ler olsun. Allahü teâlâ bu günlerimizi aratmasın.
Biz her namazda, ayakda, *Elhamdülillâhi rabbil âlemîn* diyoruz ya hani *Fâtiha* sûresini okurken. Neden elhamdülillah diyoruz? *Bana, namaz kılmayı nasîb etdin!* diye.
Yâ Rabbî, beni huzûr-i ilâhiyyene kabûl etdin. Beni, namaz kılmak şerefine kavuşdurdun. Bundan büyük seâdet olur mu? Bunun için sana hamd ederim yâ Rabbî!
Elhamdülillahın mânâsı bu işte. *Ey Rabbil âlemin! Ey âlemlerin rabbî olan Allahım! Bana namaz kılmayı nasîb etdiğin için sana hamd ederim*.
Sonra ne diyoruz? *Errahmânirrahîm* diyoruz. Yâni, Sen merhamet edicisin yâ Rabbî. Sen bana merhamet etdin, acıdın da namaz kılmayı nasîb etdin, diyoruz.
Namaz kılmak, büyük ni’metdir. Allahü teâlâ, *Eraeytellezî* sûresinde ne diyor? *Namâza ehemmiyyet vermiyenlere lânet olsun!* buyuruyor.
*Namâza ehemmiyyet vermiyenleri Veyl çukuruna atacağım!* diyor Cenâb-ı Hak. Hem de sonsuz. Niye sonsuz? *Îmânı* gidiyor da onun için.
Günah işliyenin, yâni Allahü teâlânın emrini yapmıyanın îmânı gitmez, sâdece *Günâha* girer. Ama ehemmiyyet vermiyenin *Îmânı* gider, *Kâfir* olur kardeşim, bu çok mühim.
Peygamberimiz aleyhisselâm buyuruyorlar ki: *Ey Eshâbım! Siz emr olunduklarınızın onda dokuzunu yapsanız, birini terk etseniz, helâk olursunuz*.
Bu helâk olma, bulunduğu makâmdan *Tenzîl-ür rütbe* dir, yâni bir aşağı dereceye düşmekdir. Onlar için bir makâm düşmek, *Helâk* olmakdır. Hattâ bin azapdan daha *Zor* ve *Dehşet* lidir.
Yine Efendimiz buyuruyor ki: *Âhir zamanda gelecek ümmetim, emirlerin onda birini yapsa, onda dokuzunu yapamasa, kurtulur*.
Burada buyurulan onda bir, *Îmân* dır. Âhir zamanda mü’minlerin en büyük tehlikesi, *Îmânsız* olmakdır.
Çünkü bu gün *Harâm* ve *Helâl* karışmışdır. Eskiden haramın yolu başkaydı, helâlin yolu başkaydı. Harâmlar belliydi ve yapanlar ayıplanırdı. Şimdiyse *Küfre* düşmek çok kolay kardeşim.