*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Öldükden sonra, bu dünyâda işitdiklerimizin, duyduklarımızın *Hakîkat* olduğunu göreceğiz kardeşim. Büyükler buyuruyorlar ki: *Ölmeden önce ölün!*
Ne demek bu? Yâni ölmeden evvel, bunların *Hakîkat* olduğuna inanın, hattâ *Yakîn* elde edin. İnandıklarınıza, *Görmüş* gibi inanın. Yakîn elde etmek, budur işte.
Hazret-i Alî ne buyurmuş: *Ben ölsem, âhirete gitsem, Cenneti ve Cehennemi görsem, îmânımda bir artma olmaz!* Peki neden?
Çünkü onlar, dünyâda iken *Âhireti* görürler efendim. Meselâ dünyâda iken *Cenneti* görürler, *Cehennemi* görürler.
Aynı şekilde henüz dünyâda iken *Mîzânı* görürler, *Sırat köprüsü* nü görürler. Görmüş gibi diyoruz ya, işte onlar görürler.
● ● ●
*Cehenneme gitmek* den kurtulmanın tek *Çâresi* vardır, o da kurtulanlarla *Berâber* olmakdır. Biz, kendi başımıza kurtulamayız kardeşim.
Genç *Kardeş* lerimize, bizden duyduklarınızı anlatın. Onlar da sizden duyduklarını *Başka* larına anlatırlar.
Nasıl ki, siz şimdi bize; *Sizin sâyenizde!* diyorsunuz. Gün gelir, onlar da yârın size; *Sizin sâyenizde!* derler.
● ● ●
Duyuyorum da, *Âbiler* den bâzıları, ailelerine, hanımlarına *Sert* söylüyormuş. Nasıl sert söyliyebilir? Aklım almıyor. Onu üzerseniz *Hasta* olur, siz *Sıkıntı* çekersiniz.
Aklı olan öyle mi yapar? *Amân, amân!* Ailelerinize çok dikkat edin kardeşim. Onları üzmeyin, bilâkis onların *Gönlünü* alın. Evinizin içinde *Râhat* olsun, *Huzûr* olsun.
Sizin için söylüyorum kardeşim. Dünyânız ve âhiretiniz için söylüyorum. *Sabırlı* olun. Peygamber Efendimiz tekrar tekrar buyuruyor ki:
*Güzel huylu olunuz, ailelerinize hakâret etmeyiniz, ailelerinizle iyi geçininiz. Ailesine karşı en iyi muâmele edeniniz benim!*
Böyle buyuruyor Peygamber Efendimiz. Onun için, çok *Dikkat* edin kardeşim.
Elhamdülillah, biz *Dedikodu* etmeyiz, buna tenezzül etmeyiz. *Harâma* yanaşmayız, mü’minlere *Duâ* ederiz. Hattâ bütün insanların hidâyeti için duâ ederiz. Allahü teâlâ, duâ edenleri *Sever*.
Rabb-i teâlânın sıfatları çok. Bâzı kullarına *Hâdî* ismiyle tecellî etmiş, bâzı kullarına da *Mudil* ismiyle tecellî etmiş. Cenâb-ı Hakkın *Ef’âli* nden suâl olunmaz.
Şuna inanırız ki, Cenâb-ı Hak *Hakîm* dir, yâni hikmet sâhibidir. Cenâb-ı Hakkın her fi’ilinde *Hikmet* vardır.
Nitekim kendisi; *Ben mahlûklarımı abes olarak yaratmadım. Boş, fâidesiz, lüzûmsuz olarak yaratmadım!* buyuruyor.