Şeytânı bile geride bırakmış olan sapık fırka

“İnsanlar için bir imtihan yeri olan ve iyi ile kötünün karıştığı bir meydan olan bu dünyada, doğru yoldan sapmış, kötülüğe kaymış, yetmiş iki çeşit fırka arasında, şeytâna en çok uymuş ve nefsine aldanmış olan, hatta şeytânı bile geride bırakmış olan sapık fırka, Eshâb-ı kirâmı sevmeyen kimselerdir. Bunlardan birçoğu taşkınlıkta daha ileri giderek, Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) ve hattâ, Allahü teâlâdan vahiy getiren, emîn melek olan Cebrail aleyhisselâma da dil uzatmaktadır. Bu kötü hareketlerini ibâdet saymaktadırlar.


Tüccar ismi altında İran'a gelen yahudi din adamları, müslümanları yoldan çıkarmak için, gece gündüz çalışmakta, herkesi kurtarmaya uğraşıyoruz diye övünmektedirler. Çok kurnaz olanları hoca, şeyh şekline girip, köy köy dolaşıyor, gittikleri yerlere bozuk zehirli sözler yayıyorlar. Zenginleri de, bütün mallarını, paralarını bu yolda dağıtmaktadırlar. Müslümanların halifesi, Osmanlı Türklerinin büyük padişahı olan ikinci sultan Abdülhamid hanın yaveri [müşir] mareşal Muhammed Namık paşa dedi ki: (Bağdâd valisi bulunduğum zamanlarda, yahudi din adamlarının, bozuk düşüncelerini yaymak için, yüzbinlerce kitap bastırıp, İran ve Irak köylerine, el altından yaydıklarını gördüm. Bunları toplatıp, nehre attırdım. Böyle yahudi bozuk kitaplarının yazılmasını, yayılmasını önledim). Önlemeye çok uğraşıldığı halde, ortalığı karıştırmaktan, insanları bozmaktan geri kalmadılar. Bugüne kadar, bu yolda mal ve can feda etmekten çekinmediler.”


[Hak Sözün Vesîkaları]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder