Ruh zamansızdır

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


*Rûh* zamansızdır efendim. Meselâ şimdi *İmâm-ı Rabbânî* hazretlerinden bahsetsek, o anda mübârek *Rûhu* burada hâzır olur. Bakın *Gelir* demiyorum, *Hâzır* olur efendim. *Hemen, ânında*. 


Yeter ki, *İsmi* anılsın. O anda, orada *Hâzır* olur. Çünkü rûh, zamansız ve mekânsızdır. Ama her zaman değil, çağrıldığı anda, orada *Hâzır* olur ve oradakilere *Feyz* verir. 

● ● ● 

*Cumâ* günü müsâfeha etmek *Sünnet* dir. Rabbimiz sevdiklerimize bizi kavuşdurdu, görüşdürdü elhamdülillah. Hepimiz birbirlerimize *Duâ* edelim kardeşim. 


Biz *Abdülhakîm Arvasi* Efendi hazretlerine giderdik, müsâfeha ederdik. Rahmetli kayınpederim *Ziyâ bey*, bir gece rüyâda, Efendi hazretlerine gitmiş ve Efendi’nin *Elini* öpmüş. 


Ama elini öpeceği zaman, *Abdülhakim Efendi* hazretleri, ona *Avucu* nu uzatmış. Ziyâ bey, Efendi hazretlerinin *Avuç içi* ni öpmüş. Uyanınca merak etmiş tabii. Acabâ bu rüyânın *Tâbiri* nedir? diye. 


Ertesi gün, erkenden *Efendi* hazretlerine gidiyor. Rüyâyı anlatıp, tâbirini soracak. Elini öperken, Efendi hazretleri, yine *Avuç içi* ni uzatıyor ve *Rüyâda öpdüğün gibi öp!* buyuruyor. 


Bu, Efendi’nin *Kerâmeti* işte. Onları sevenleri, Allahü teâlâ da sever. Abdülhakîm Efendi hazretlerinin *Kapısı* ndan, hepimiz *Ümitvâr* ız kardeşim. 


O kapının *Feyzi*, hepimizi, dünyâda da âhiretde de inşallah *Mes’ud* edecek. Muhakkak Abdülhakim Efendi hazretlerinin ve *Silsile-i Aliyye* nin ervâhı burada *Hâzır* şimdi. Onlar bize *Feyz* veriyor inşallah. 


İki üç gündür, *Mehmed Mâsum* hazretlerinin *Mektûbât* ını okuyorum kardeşim. Onun te’sîri altında kaldım. Sabah namâzından sonra, o *Te’sîr* ile şunu yazdım. 


Hayât ne demek? *Hayât* demek, *Hayâl* demekdir. İşte, bu günümüz de böyle *Hayâl* oldu. Hayâller bir araya gelince ne olur? *Hayâl* olur. Velhâsıl bütün bu dünyâ, *Hayâl* dir kardeşim, *Hayâl…*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder