Sultan Vahîdeddin hazretleri zeki ve çabuk kavrayışlıydı. Sakin, ciddî ve tedbirli idi. Az konuşurdu. Mütevazı ve iktisatlı bir yaşantısı vardı. Sultan Hamid hazretlerinin en çok bu kardeşini sevdiği, tahttan indirildikten sonra bir gün: “Vahîdeddin Efendi devleti iyi idare eder. Yaparsa o yapar. Şayet ona da mâni olurlarsa, bizim hâne dağılır, yok olur!” dediği rivayet olunur. Arada Sultan Reşâd olmayıp da, Sultan Hamid’den sonra tahta çıksaydı, belki de İttihatçıların hatalarını önleyecek, felâketlerin önüne geçip, devleti, asrının güçlü devletleri arasına sokacak kudret ve kıymette idi..Eşi az görülebilecek kadar namuslu olduğu, vatanından koparken yanında pek cüz’î şahsî varlığından başka bir şey götürmeyişi, hatta son maaşını da “O ay çalışmadığı” gerekçesiyle hazineye iade edişinden bellidir. Ayrılışının üzerinden henüz 4 yıl geçmeden vefatında esnafa olan borçlarından dolayı tabutu 15 gün haczedilerek cenazesi kaldırılmamış; sağdan soldan toplanan para ile borcu kapatılarak tabut kurtarılmıştır. Yastığı altında parasızlıktan alamadığı ilaç reçeteleri çıktı.
(10 Kasım 2010-Türkiye Gazetesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder