*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Bâzı mü’minler, ölüm acısını tatmıyacak. Nasıl öldüğünü anlamıyacak. Aslında acı var, ama o duymıyacak. Niçin? Çünkü Allahü teâlâ, ona, Peygamber aleyhisselâmı gösterecek.
Onun akıl almaz güzelliğini görünce, kendinden geçecek ve hiç acı duymıyacak, hani *narkoz* verilmiş gibi.
Beş vakit namazda Ettehiyyâtü’yü okurken *Esselâmü aleyke!* diye Peygamber aleyhisselâma selâm veriyoruz ya, işte o anda, Efendimiz aleyhisselâm bunu işitiyor.
*Bana selâm veren kim?* diye bakıyor ve onu hâfızasına kaydediyor. O mü’min vefât edeceği zaman hemen geliyor ve *nûr* cemâlini ona gösteriyor. Bu, ne büyük *müjde* kardeşim!
*******
Dünyâda en zor iş nedir? İslâmı anlatmakdır. Dîni yaymakdır, yâni dîne *hizmet* etmekdir.
Bu iş, peygamberlik vazîfesidir. Peygamber aleyhisselâmın çekdiği *çile*’yi, kıyâmete kadar, hiç kimse, ne çekmişdir, ne de çekecekdir.
Bu gün, birine bir *Namaz Kitâbı* vermek, dîne hizmetdir kardeşim. Bunu yapana ne mutlu. O, bu hizmetiyle Resûlullahın *vârisi* olmuş olur. Çünkü Resûlullahın vazîfesine *ortak* oldu.
*******
İki tâne *kötü huy* vardır efendim, iki kötü huy. Nedir onlar? *Kibir* ve *İnat*. Kibir ve inat, müslümân olmaya mânidir. Bu din, bu iki şeyi yıkmak için gelmişdir.
Kim, kendinde zerre kadar bir *varlık*, bir *üstünlük* görürse, yanar kardeşim. Cenâb-ı Hak, her günâhı affeder, ama *kibr*’i affetmez.
İblîs’in, şeytan olmasının, yâni kovulmasının sebebi, Âdem aleyhisselâma karşı secde etmediğinden değildi kardeşim. Neydi ya?
Kibirlendi, büyüklendi, *Bu emir yanlış!* dedi. Emri beğenmedi, Cenâb-ı Hakka karşı geldi. Onun için *tard* edildi. Yoksa secde etmediği için değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder