*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
*Tam İlmihâl*, benim hayâtımdır kardeşim. Çünkü ben hayâtımı ona *Vakf*’etdim. Her gün, hiç olmazsa bir iki *Sayfa* okumalı.
Okuyunca, insan hem birşeyler *Öğrenir*, hem de *Feyz* alır. Feyz, *Sevgi* demekdir. Büyüklere karşı *Sevgi*’si artar.
Sizin *Yeriniz* orası değil kardeşim, benim *Başım*’ın üstü. Niçin böyle söylüyorum? Çünkü *Ehl-i sünnet* îtikâdında olan bir müslümân, çok *Kıymetli*’dir.
Hele bu *Yol*’un Büyüklerini *Tanımış*’sa, Onu *Sevmiş*’se, hele de Allahü teâlânın dînine *Hizmet* ediyorsa, o, Allahü teâlânın *Sevdiği*, kıymetli bir kuludur.
Onun için siz çok *Kıymetli*’siniz kardeşim. Kıymetinizi bilin. Çok *Sevinin*, çok *Şükr*’edin. Bu doğru *Îmân*, bu doğru *Îtikad*, herkese nasîb olmaz.
*Bin* kişide, *Bir* kişiye nasîb olur. *Bin*’de *bir* yâni. Bu dünyâda en *Zor* şey, doğru *Îmân* elde etmekdir.
Bunu da, Rabbimiz bize *Nasîb* etmiş kardeşim, ne büyük *Ni’met*. Bizler çok şanslıyız. Neden? Çünkü bu Büyükleri *Tanıdık*. Ve onları *Seviyor*’uz.
Bu yolun *Büyük*’lerinden istifâde etmenin birkaç *Şart*’ı var. Bunları îfâ eden, onlarla berâberdir, onlardan *Feyz* alır. Başka bir kâidesi, *Merâsim*’i yok efendim.
Nasıl ki, müslümân olmak için *Müftü*’ye gitmek, *İmzâ* atmak gibi bir merâsim yoksa, bu *Büyük*’lerin rûhâniyetinden, *Feyz*’inden istifâde etmenin de merâsimi yok, sâdece birkaç *Şart*’ı var.
Bu şartları kim yerine getirirse, *İhlâs*’ı nisbetinde *İstifâde* eder, *Feyz* alır. Şartın biri, bu *Zât*’ın, bir Allah adamı olduğuna *İnanmak* ve bunda aslâ şek ve şüphe etmemek.
İkincisi, onu *Sevmek*. Üçüncüsü de Ona *İtâat* etmek. Bunları yapan, *İhlâs*’ı nisbetinde o zâtdan *Feyz* alır efendim. Feyz, *Nûr* demekdir, *Sevgi* demekdir kardeşim.