DÜNYÂ ve ÂHIRET

 DÜNYÂ ve ÂHIRET: Günün birinde iki ellerimiz yanımıza gelecek ve dünyâdaki hayâtımız sona erecekdir. Bu dehşetli bir hakîkatdir. Bu hakîkat karşısında, hayât nedir? Ölüm nedir? diye düşünmeyen bir insan olmaması lâzımdır.

O hâlde, hayâtın ne olduğunu, dünyâya niçin geldiğimizi, ölümün ötesi ne olduğunu bilmek ve öğrenmek, insan olmanın ilk şartıdır. Hayâta niçin geldiğimizi, hayâtın sâhibinden dahâ iyi bilen olur mu? Her şeyin olduğu gibi, hayâtımızın sâhibi de, Allahü teâlâdır. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîminde, Vezzâriyât sûresi 56.cı âyetinde meâlen, (İnsanları ve cinnîleri ancak, Beni bilip, itâ’at, ibâdet etmeleri için yaratdım!) buyuruyor. Bu büyük hakîkati, yaşadığımız bu zemândaki insanların kaçda kaçı biliyor ve ona göre hareket ediyor? İnsanların büyük çoğunluğunun, bu hakîkati bilmediklerini, bilenlerin de, bu hakîkate göz yumduklarını veyâ ehemmiyyet vermediklerini görüyoruz. İşte felâket de, bu noktadan başlıyor. Buhakîkati bilmemek veyâ bildiği hâlde, ona göre davranmamak, hele bu hakîkate inanmamak, bir insan için, (bilhâssa bir müslimân için) tasavvur edebileceğimiz en büyük bahtsızlık, en büyük fâcia, en büyük felâketdir. Çünki, Allahü teâlâ, kendi emrlerine inanmıyanları ebediyyen, inanıp da emrlerini yapmıyanları, irâde etdiği kadar Cehennem ateşinde yakacağını kitâb-ı kadîminde, bizlere bildiriyor. Allahü teâlâ, insanlar gibi yalan söylemez. Emrlerini mühimsemeyenleri mutlak cezâlandırır. Allahü teâlânın cezâsı çok ağırdır. Kendini bu cezâdan koruyamıyanlara yazıkdır. Dünyâdaki kısa hayâtımız için sonsuz âhıret hayâtımızı Cehennem içinde geçirmek, aklı başında bir insanın işi midir?

Emekli tümgeneral

Hayri Aytepe

(Tam İlmihâl Se`âdet-i Ebediyye,sf:703)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder