Hilmi sen haklı çıktın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hilmi sen haklı çıktın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Hilmi sen haklı çıktın

Hilmi Işık ile Necib Fâzıl Kısakürek, Seyyid Abdülhakîm Efendi'nin talebeleri olmak dolayısıyla tanışır ve birbirlerini severlerdi. Necib Fâzıl, O ve Ben kitabında Hilmi Işık Efendi 'yi, Abdülhakîm Efendi'nin müstesna bağlıları arasında övgüyle zikreder.

Necib Fâzıl Bey, öteden beri Büyük Doğu mecmuasını çıkarırdı. Sağda küçük partilerin kuruluşu üzerine 1969'dan itibaren bu partilere destek verdi. 1970'de kurulan Hakîkat Gazetesi'nin merkez sağı desteklemesine karşı çıkarak, Hilmi Işık'tan iktidardaki Adalet partisi aleyhinde Büyük Doğu'da bir yazı yazmasını istedi. Hilmi Işık Efendi'nin, bu talebi kabulden nazikçe kaçınmasını  vesile ederek, 13 Ocak 1971 tarihli nüshada "Aceze Basın" başlığı altında Hakîkat Gazetesi  ve Hilmi Işık Efendi aleyhinde ağır bir yazı yazdı.

Hakîkat Gazetesi de 5 Şubat 1971 nüshasında Necib Fâzıl ve Büyük Doğu'ya karşı kendisini müdafaaya girişti. Büyük Doğu, aynı ay neşredilen 5 ve 6. sayılarında buna daha ağır bir şekilde cevap verdi. Böylece bir polemik doğdu. Necib Fâzıl Bey, bunun üzerine Hilmi Işık Efendi ile görüşmek istedi. Divanyolu'ndaki Serhend Kitabevi'nin üst katında buluştular. Hilmi Işık Efendi, Necib Fâzıl Bey'in sözlerini dinledikten sonra, "Biz merkez sağı, sol, iktidara gelmesin diye destekliyoruz. Yaşınız müsait,Tek parti devrini hatırlarsınız. Abdülhakîm Efendi'nin buyurdukları da malumunuzdur. Küçük partilere rey verilirse, sağın reyleri bölünür. Bu da sola yarar. Merkez sağdaki politikacıların da zâhirine bakarız. Zira İslâmiyet zâhire göre hükmeder" meâlinde sözler söyledi. Bunun üzerine Necib Fâzıl Bey yumuşadı. Bir müddet sonra da desteklediği kitle ile arası açılarak merkez sağ aleyhindeki neşriyattan vazgeçti; hatta merkez sağdaki politikacılarla iyi münasebet kurdu. 
Necib Fâzıl Bey, yıllar sonra (1976) Prof. Osman Turan Bey'in cenâzesinde Enver Bey'e Hilmi Işık Efendi'yi özlediğini ve ziyaret etmek istediğini söyledi. Ardından da "Hilmi, sen haklı çıktın. Ama biz aynı menbadan feyz aldık. Bu ayrılık gayrılık niye? Seni ziyarete gelmek istiyorum" şeklinde ifadeleri ihtiva eden bir mektup gönderdi. Hilmi Işık Efendi, "Necib Fâzıl Bey'in bu sözü büyük bir tevâzudur. Yaşça bizden büyüktür, biz onu ziyarete gideriz" dedi. Damadı Enver Bey ile beraber Erenköy'deki evinde ziyaret ettiler. Burada eski günleri yâd ettiler. Necib Fâzıl Bey, kendisini imam yaptı ve vakit namazını kıldılar. Böylece aradaki soğukluk ortadan kalktı. Hilmi Işık Efendi, "Necib Fâzıl'ı şimdi belki çokları unutmuştur. Ama biz ona her namazdan sonra dua ediyoruz. İnanıyorum ki onu, Sultanü'ş-şuarâ olması değil, Efendi Hazretleri'ne olan muhabbeti kurtardı."derdi. 

[Ebedî Seâdet Yolunda Bir Ömür -Hüseyn Hilmi Işık, s. 203-204.] 

Ekrem Buğra Ekinci 

Not: Necib Fâzıl Bey'in "O ve Ben" isimli kitabından bir bölüm...

"Ziya Bey'in damadı, Albay, kimyager Hilmi Işık'la Faruk Bey'in damadı, diş doktoru Sabri Işık [Sabri Gökkaya olacak]... Ve eczacı İlyas Ketenci... Her biri, mizaçlarının aynasına göre, o ışıküstü ışığı parıldatan aynalar... Ne yapayım ki, kendilerinden, ancak Efendi Hazretlerinin huzurundaki tecelli vesileleri içinde bahsedebiliyorum." 
 
"O ve Ben" s,136.