İnsanın aklına özellikle imanı ile ilgili yersiz, saçma sapan fikirler, düşünceler gelmektedir. Bu da insanda dinden çıktığı gibi korkuya, endişeye sebep vermektedir. Seyyid Ahmet Arvasi aşağıda yer alan makalesinde bu düşüncelerin kaynağını ve bundan nasıl kurtulabileceğimizi açıklıyor.
“Hatarat”Arapça bir kelimedir.Sözlük manası itibari ile hem tehlikeler hem de akla gelen fikirler,vesveseler ve suizanlar demektir.Psikologlar, insan aklının, sürekli olarak zıtlar arasında yalpaladığını görmüşlerdir.İnsanın aklına ak deyince kara da gelir.Yani iyi ile kötü, doğru ile yanlış, güzel ile çirkin,hürriyet ile esaret,adalet ile zülüm, tevhid ile kesret birbirini tedai ettirir.Bu, insan aklının bir özelliğidir psikologlar bunu tedai (çağrışım) kanunları olarak adlandırılırlar.Böyle olduğu içindir ki akıl, iman konularını incelerken farkında olsun olmasın küfrün saldırılarına uğrar.Siz, imanınızın hazzını ve heyecanını yaşamak isterken, aklınız, nefsi emmarenin sinsi ve şeytani oklarına hedef olur;zihniniz çeşitli vesvese ve suizanlar ile bulanır.Bir çok okuyucumun mektup ve telefonlarından öğrendiğime göre, onların büyük bir çoğunluğu bu ruh halini yaşamakta ve bundan tedirgin olmaktadır.Kimisi imanından şüphe etmekte kimisi yaptığı ibadetlerin işe yaramaz duruma geldiğine inanmaktadır. Hemen hepsi bundan kurtulmanın bir çaresi yok mudur diye sormaktadır.
Okuyucularımın bilmesi gerekir ki;kalpte Allah ve Resulü‘ne karşı derin bir sevgi ve aşk taşıyan mü'minlerin, aklına gelen vesvese ve zanların hiçbir tehlikesi yoktur.Bunlar küfür değil, nefsi emmareye bağlı zihni cilvelerdir.Bu karanlık çizgiler ve noktalar, gönlümüzde taşıdığımız imanın nuru karşısında kaybolup giderler. Küfre yenik düşmemek için akıl kalemiz gibi, gönül sarayımızı da iyi donatmamız gerekir.Çünkü sevgi ile şüphe bir arada barınamaz;sevgi şüpheleri izale eder.
Seyyid Ahmet Arvasi

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder