Âlimlerin zîneti ‘Bilmiyorum’ demekdir. İşte bütün hâdise bu.
Bilmiyorum’ derse onun âlim olduğuna alâmetdir
Âlimlerin zîneti nedir? Âlimlerin zîneti, “Bilmiyorum” demekdir. İşte bütün hâdise bu. Bilmiyorum demesi, onun âlim olduğuna alâmetdir. “El câhil-ü cesûrün”. Câhil ne olur? Cesur olur. Her şeye cevâb verir. Atar atar, söyler. Âlim ise, her kelimesinden korkar. Bir kelime söyliyecek olsa, vesîkasını bulmadan söyliyemez.
Onun için soruyorlar imâm-ı Şâfiîye; “Sen imâm-ı Mâliki gördün, nasıl biriydi? Gerçekden medhetdikleri kadar âlim miydi?” diyorlar. İmâm-ı Şâfiî de; “Ben Onun, medhetdiklerinden de daha fazla âlim olduğunu bir yerde iyi anladım” diyor. “Nasıl anladın?” diyorlar. Şöyle anlatıyor:
“Bir yerde ders yapıyordu, sohbet yapıyordu. Yüzlerce dinleyici vardı. Kendisine otuz tâne suâl sordular. O suâllerden yirmi ikisine cevâb verdi. Geri kalanlarına ise, ‘Bilmiyorum’ dedi. ‘Bunların cevâbını bilmiyorum Araşdırayım, öğreneyim, o zaman söylerim’ dedi. İşte ben, Onun ‘Bilmiyorum’ demesinden, derin âlim olduğunu anladım”.
(Hüseyin Hilmi Işık rahmetullahi aleyh)
NOT;
Şimdi herkes herşeyi biliyor. Hele hoca, şeyh bilinenler... Tevazu sıfır. Burunlarından kıl aldırmazlar. Derhal hüküm verirler. İşkembe-i kübradan atarlar. Şu islam aliminin, şu kitabının, şu bahsinde şöyle yazıyor diyemezler. Çünkü bilmezler. İşte ahir zaman budur...
Bilmiyorum’ derse onun âlim olduğuna alâmetdir
Âlimlerin zîneti nedir? Âlimlerin zîneti, “Bilmiyorum” demekdir. İşte bütün hâdise bu. Bilmiyorum demesi, onun âlim olduğuna alâmetdir. “El câhil-ü cesûrün”. Câhil ne olur? Cesur olur. Her şeye cevâb verir. Atar atar, söyler. Âlim ise, her kelimesinden korkar. Bir kelime söyliyecek olsa, vesîkasını bulmadan söyliyemez.
Onun için soruyorlar imâm-ı Şâfiîye; “Sen imâm-ı Mâliki gördün, nasıl biriydi? Gerçekden medhetdikleri kadar âlim miydi?” diyorlar. İmâm-ı Şâfiî de; “Ben Onun, medhetdiklerinden de daha fazla âlim olduğunu bir yerde iyi anladım” diyor. “Nasıl anladın?” diyorlar. Şöyle anlatıyor:
“Bir yerde ders yapıyordu, sohbet yapıyordu. Yüzlerce dinleyici vardı. Kendisine otuz tâne suâl sordular. O suâllerden yirmi ikisine cevâb verdi. Geri kalanlarına ise, ‘Bilmiyorum’ dedi. ‘Bunların cevâbını bilmiyorum Araşdırayım, öğreneyim, o zaman söylerim’ dedi. İşte ben, Onun ‘Bilmiyorum’ demesinden, derin âlim olduğunu anladım”.
(Hüseyin Hilmi Işık rahmetullahi aleyh)
NOT;
Şimdi herkes herşeyi biliyor. Hele hoca, şeyh bilinenler... Tevazu sıfır. Burunlarından kıl aldırmazlar. Derhal hüküm verirler. İşkembe-i kübradan atarlar. Şu islam aliminin, şu kitabının, şu bahsinde şöyle yazıyor diyemezler. Çünkü bilmezler. İşte ahir zaman budur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder