MÜEZZİNLERİN ELHÂNI
Mes’ele:
Hatîb hutbede iken, müezzinler ve ğayri kimesneler, Çehar-ı yâr (dört halîfe) zikr olundukda “radıyallahu anh” dimekde ve Hazret-i Hasan ve Hüseyîn olundukda “radıyallahu anhumâ” dimekde ve Aşere-i mübeşşere ( Hayatta iken Cennetle müjdelenen on sahâbe) ekledikde “rıdvânullahi teala aleyhim ecmaîn” dimekde ve bazı mevâzı’de dahi salavât getürmekde fesâd var mıdır?
El cevâb:
Hatîb hutbeye mütesaddî (başlamış) iken sükût gerektir. Ammâ umûr-ı mezkûre (yukarıda sayılan işlerde, durumlarda) de bu diyârda şe’âîr-i ehl-i sünnetden (ehl-i sünnetin şiârından, alâmetlerinden) olmuştur. Hatîb, ol mevâzı’de (orada) sekte iderse (durur, devam etmezse) asla lahn (nağmeli ses) ve tesanni’ (zorlayarak okuma, makam yapmaya çalışma) itmeden, sür’at üzerine dimek câizdir. Zamâne müezzinlerinin itdikleri elhân-ı bârdeye (nağmeli, makamlı okuma) asla ruhsat ihtimâli yokdur.
(Fetevây-ı Ebussu’ûd Efendi, Mehmed b. Mehmed İmâdî)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder