Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Mü’min, her vakit namâzı kılınca, önceden işlediği küçük günâhları Allahü teâlâ affediyor. Çünkü âyet-i kerîme var. *El-hasenâtü yüzhibnes seyyiât!* buyuruluyor.


Yâni iyilikleriniz, günâhlarınızı *Yok* eder, *Def* eder. İşte âlimler buyuruyor ki: Bin türlü iyilik var. Bunun en büyüğü *Namaz*’dır. Namaz, arada işlenen günâhları temizler. 

********

Efendi hazretleri, *Çay ver!* derlerdi, açık bir çay verirdim. Bir şekerle içerdi Mübârek. İçerdi, bitirirdi. Tekrar koyardım. Bâzen üçüncüye de koydurur, yarısını içer, bana uzatırdı. 


*Artık içemiyeceğim, bunu da sen bitir!* derdi. Mübâreğin yarım kalan çayını ben içerdim. Ooh, ne büyük seâdet. Onların artığını içmek, ne büyük ni’met. Muhakkak *Şifâ* dır. Hem *Maddî* şifâ, hem *Mânevî* şifâ. 

********

*El mer’ü mea men ehabbe*. Yâni seven, sevdiğiyle berâberdir. Müslümânları seven kazanır kardeşim. İşin aslı muhabbet. Mektûbât’da da yazıyor. Efendi hazretleri de söylerdi. 


Bütün bu kâinât, *Rahmet* sıfatıyla değil de, *Muhabbet* sıfatı ile yaratıldı. Allahü teâlâ buyuruyor ki hadîs-i kudsîde: *Küntü kenzen mahfiyyen*; Yâni ben, kapalı, gizli bir hazîne idim.


*Ve ahbebtü*; ve sevdim. *En u’rafe*; ma’rûf olmayı, tanınmayı sevdim. İstedim demiyor da, sevdim, diyor. *Ve halaktül halka li u’rafe bihî*; mahlûkları da onun için yaratdım. 


Mahlûkları niçin yaratmış? Ma’ruf olmayı, tanınmayı sevdiği için, muhabbet sıfatıyla yaratmış. Bu mahlûkâtın vücûde gelmesine sebep, Allahü teâlânın *Muhabbet* sıfatıdır. 

********

Belim ağrıyordu. Hanımanne, bir *Yün fanila* yı ortadan kesti ikiye, iki kat belime koydu, ağrılar geçdi çok şükür. Ama iki üç gün sonra tekrar başladı. 


Sonra aklıma geldi, hanımannenin belime koyduğu *Yün Fanila* yı çıkarıp bakdım ki, sırtımda kaymış, büzülmüş, toplanmış. Hemen açıp düzeltdim ve yerine koydum. Çok şükür ağrı yine kesildi. 


Şimdi râhatım elhamdülillah. Hâtırınızda kalsın. Bu, çok iyi bir İlâç. Hâlbuki evde üç dört türlü *Merhem* var. Hiç birinin fâidesi olmadı. Ağrıyı kesmedi. Ama şimdi râhatım elhamdülillah. 

 

Rabbimize sonsuz şükürler olsun kardeşim, çok râhatız, neş’eliyiz. Kitaplarımız dağılıyor, gazetemiz yayılıyor, bundan büyük *Lutf-i ilâhî* olur mu? 


Hem *Enver âbi* neş’eli. Onun neş’eli olması çok mühim. Çünkü işin başı o. *Enver âbi* neş’eliyse, hepimiz neş’eliyiz.

Müslüman Olan İlk Çocuk ve Şehid-i Ekber | Hazret-i Ali radıyallahü teâlâ anh

Müslüman Olan İlk Çocuk ve Şehid-i Ekber | Hazret-i Ali radıyallahü teâlâ anh

Hazret-i Ali (radıyallahü teâlâ anh) efendimiz dördüncü halifedir. Aynı zamanda aşere-i mübeşşerenin de dördüncüsüdür. Müslüman olan ilk çocuk olma özelliğine sahiptir. Peygamber efendimizin aleyhisselatü vesselam damadıdır. Göz bebeklerimiz Hazreti Hasan ve Hüseyin efendilerimizin de babasıdır. Buğday benizli, uzun gerdanlı, güler yüzlü, iri ve siyah gözlü, geniş göğüslü, iri yapılı idi. Sakalı sık olup savaşta uzatırdı ve omuzlarına kadar yayılırdı. Son zamanlarda saçı ve sakalı pamuk gibi beyaz olmuştu. Evliyanın büyüğü, Vilayet yolunun reisidir. Her tarikatta herkese evliyalığın feyzleri ve marifetleri Hazret-i Ali’den gelmektedir. Hain bir saldırı ile şehit edilmiş ve şehadet şerbetini içerek sevgilisine, Peygamber efendimiz Muhammed Mustafa aleyhisselatü vesselama kavuşmuştur.

Devamı yayında... Haydi buyurun... 

"Allahü Teala'nın Kaderinden, Yine Onun Kaderine Kaçıyorum!" | Salgın Hastalıklar - Hazreti Ömer

"Allahü Teala'nın Kaderinden, Yine Onun Kaderine Kaçıyorum!" | Salgın Hastalıklar - Hazreti Ömer

Hicretin 18. yılında yani miladi 639 senesinde Şam bölgesinde büyük bir taun yani veba salgını baş gösterir. Çok hızlı bir şekilde yayılan bu salgın, yirmi beş binden fazla Müslümanın vefat etmesine, şehit olmasına sebep oldu. Vefat edenlerin arasında Eshab-ı Kiram'ın büyükleri de vardı. İşte tam böyle sıkıntıl bir vakitte Hazreti Ömer radıyallahü anh kafilesiyle birlikte Şam'a doğru bir seyahate çıkar. Durum tehlikelidir ve ölümler her gün artmaktadır.

Devamı yayında... Haydi buyurun...

"O Dediyse İnandım, Kudüs'e Gidip Gelmiştir, Doğrudur!" | Ebu Bekr-i Sıddık radıyallâhu anh

"O Dediyse İnandım, Kudüs'e Gidip Gelmiştir, Doğrudur!" | Ebu Bekr-i Sıddık radıyallâhu anh

38 yaşında müslüman olmakla şereflenen Hazreti Ebû Bekir; Peygamberlerden sonra, Eshâb-ı kiramın ve insanların en üstünüdür. Peygamber efendimizin ikinci halifesidir 63 yaşında iken hicretin 13 yılında Cemaziyelâhir ayının yedisinde Pazartesi günü hastalandı. 15 gün hasta olarak yattıktan sonra vefât etti. Peygamber efendimizin kabrinin bulunduğu Hücre-i Se’âdete defn edildi. Ebû Bekir (radıyallahü anh) Aşere-i Mübeşşerenin yani Cennetle müjdelenen on sahabenin birincisidir. Peygamber efendimizin kayınpederi, Hazreti Âişe’nin babasıdır. Ebû Bekir (radıyallahü anh)’ın Resûlullah efendimize fevkalâde sadâkat ve sevgisi vardı.

Devamı yayında... Haydi buyurun...

Amansız Fırtına ve Hüdayi Yolu | Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri

Amansız Fırtına ve Hüdayi Yolu | Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri

Sultan Ahmet Camii'nin banisi yani yaptıran kişisi Sultan I. Ahmet Han'dır. Hatta yaptırmakla kalmamış inşasında bizzat taş taşıyarak çalışmıştır. İşte bu caminin inşaatı bitmiştir ve sıra açılış yapılmasındadır. Bunun için çok sevdiği hocası Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri'ni çağırır. Kendilerini şereflendirmelerini arzu ettiğini söyler. Hüdayi Hazretleri'de onu kıramaz ve peki der. Ancak açılış günü bir fırtına çıkar ve boğaza bırakın kayığı gemiler bile çıkamaz. Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri ise söz vermediği için mutlaka gitmek istemektedir.

Devamı yayında... Haydi buyurun... 

"Şu Kapıdan Giren İlk Kişi Yazsın Ya Resulullah!" | Hazreti Muaviye radıyallahü anh

"Şu Kapıdan Giren İlk Kişi Yazsın Ya Resulullah!" | Hazreti Muaviye radıyallahü anh

Hazreti Muaviye radıyallahü anh efendimiz, Peygamber efendimiz Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem tarafından, "Onu Allahü teala da seviyor, Peygamberi de seviyor, melekler de seviyor" mübarek sözleriyle müjdelenmiş bir kişidir. Aynı zamanda peygamber efendimiz tarafından halife olacağı müjdelenen kişilerden bir tanesidir. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem ile de üst kuşaklardan akrabalığı vardır. Aynı zamanda Hazreti Muaviye'nin radıyallahü anh kız kardeşi, Peygamber Efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem hanımlardan bir tanesi olan Ümmü Habibe validemizdir.

Devamı yayında... Haydi buyurun...


"Allah Devletimi Bu Hale Getirenlerin Cezasını Versin" | II.Abdülhamid Han - Beylerbeyi Sarayı

"Allah Devletimi Bu Hale Getirenlerin Cezasını Versin" | II.Abdülhamid Han - Beylerbeyi Sarayı

Sultan II.Abdülhamid Han, hal edilip tahttan indirildikten sonra Selanik'e sürgün edildi. Onun gölgesinden bile korkan İttihat ve Terakki, şehzadeler ile bile görüşmesine müsaade etmediler. Dünya ile tamamen irtibatını kestiler. Bu zaman içerisinde beceriksiz idareleri sebebiyle Balkan harbini çıkarttılar ve teker teker devletleri kaybetmeye başladılar. Neticede düşman askeri Selanik kapısına dayandı. Sultan II.Abdülhamid Han da tehlikeye girdi.

Devamı yayında... Haydi buyurun... 

"O Dediyse İnandım, Kudüs'e Gidip Gelmiştir, Doğrudur!" | Ebu Bekr-i Sıddık radıyallâhu anh

"O Dediyse İnandım, Kudüs'e Gidip Gelmiştir, Doğrudur!" | Ebu Bekr-i Sıddık radıyallâhu anh

38 yaşında müslüman olmakla şereflenen Hazreti Ebû Bekir; Peygamberlerden sonra, Eshâb-ı kiramın ve insanların en üstünüdür. Peygamber efendimizin ikinci halifesidir 63 yaşında iken hicretin 13 yılında Cemaziyelâhir ayının yedisinde Pazartesi günü hastalandı. 15 gün hasta olarak yattıktan sonra vefât etti. Peygamber efendimizin kabrinin bulunduğu Hücre-i Se’âdete defn edildi. Ebû Bekir (radıyallahü anh) Aşere-i Mübeşşerenin yani Cennetle müjdelenen on sahabenin birincisidir. Peygamber efendimizin kayınpederi, Hazreti Âişe’nin babasıdır. Ebû Bekir (radıyallahü anh)’ın Resûlullah efendimize fevkalâde sadâkat ve sevgisi vardı.

Devamı yayında... Haydi buyurun... 


"Server-i Alemin Giydirdiği Elbiseyi, Ben Çıkarmam" | Hazreti Osman-ı Zinnûreyn radiyallahü anh

"Server-i Alemin Giydirdiği Elbiseyi, Ben Çıkarmam" | Hazreti Osman-ı Zinnûreyn radiyallahü anh

Eshâb-ı kirâm’ın en büyüklerinden ve Peygamberimizin (aleyhisselâm ) dâmâdı, üçüncü halifesidir. Abd-i Menafta Peygamberimizin (aleyhisselâm) temiz nesebi ile birleşir. Dünyada iken Cennetle müjdelenen on kişiden biridir. Hazreti Osman, ilk müslüman olanların beşincisidir. Müslüman olmadan önce ticâret ile uğraşırdı. İslâmiyet gelmeden önce Hazreti Ebû Bekir ile yakın arkadaş ve dost idi. Ona karşı içten bir sevgi duyar, iş husûsunda da görüşüp konuşurlardı. O da Hazreti Ebû Bekir gibi cahiliyet devrinin kötülüklerinden uzak durmuştur. 

Devamı yayında... Haydi buyurun... 

Mescid-i Aksa'yı Bekleyen Son Osmanlı Askeri | Iğdırlı Onbaşı Hasan ve Kutsal Nöbeti

Mescid-i Aksa'yı Bekleyen Son Osmanlı Askeri | Iğdırlı Onbaşı Hasan ve Kutsal Nöbeti

"Mevki Kudüs. Mekân Mescid-ül Aksa, Tarih 21 Mayıs 1972 Cuma. Ben ve gazeteci arkadaşım rahmetli Said Terzioğlu, İsrail Dışişleri rehberlerinin yardımı ile bu mübarek makamı dolaşıyoruz. Kudüs Kapalı Çarşısı’nda rüzgâr gibi dolanan entarili kahvecilerin ellerindeki askılara çarpmadan biraz yürüdünüz mü, önünüze çıkan kapı sizi Mescid-ül Aksa’nın önüne kavuşturur. Miraç mucizesinin soluklanıldığı ilk Kıblemize yani... Hemen oracıkta, ilk avlu vardır ki, hâlâ bizim lâkabımızla anılır."

Devamı yayında... Haydi buyurun... 

Mesir Macunu ve Sıtma Suyunun Bulunması | Merkez Efendi rahmetullahi aleyh

Mesir Macunu ve Sıtma Suyunun Bulunması | Merkez Efendi rahmetullahi aleyh

Merkez Efendi Manisa'da İstanbul'a hocasını görmek için yola çıkar. Ancak yolda bir köye rastlarlar. Biraz dinlenmek, istirahat etmek isterler. Ancak köyde adeta in cin top oynuyordur. Sokaklarda kimse yok, hatta köpekler bile gezmemektedir. Merkez Efendi'nin hanımı Rahime Haltun durumdan tedirgin olur ve geri dönmek ister ancak kendisi işin iç yüzünü öğrenmek ister. Bu sırada evlerinden birisinden bir inleme gelir ve atını oraya doğru yöneltir.

Devamı yayında... Haydi buyurun...