*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Evliyâ-yı kirâm, *Râhat* ve *Huzûr* kaynağıdır kardeşim. Resûlullahın mübârek kalbinden çıkan *Feyz* ve *Nûr* lar Onların kalbleri vâsıtasıyla yayılır. Kimlere yayılır? Onları sevenlere yayılır.
Peki, sevenler o feyzleri alır mı? Yâni o feyzler gelir, ama sevenler alır mı? Alması için de *İstîdâd* lâzım, yâni *Kâbiliyet* lâzım. O kâbiliyet ve istîdâd nasıl hâsıl olur?
*İbâdet* ile. Bilhâssa *Namaz* kılmakla. Namaz kılanlar, ibâdet edenler, helâle harâma dikkat edenler, Onlardan *Feyz* alırlar. Onlardan gelen feyz, *Muhabbet* ile gelir.
********
Rabbimiz, kıyâmetde inşallah hepimize *Kevser Şerâbı* içmek nasîb eder, ihsân eder, inşallah. Hadîs-i şerîfde; *Dîn-ül mer’i dîn-ül ahîhi* buyuruluyor.
Bir de, *Dîn-ül mer’i dîn-ül halîlihî* var. İkiz, yâni iki tâne. Birincide *ahîhi*, ikincisinde *halîlihî*, aynı şey. Yâni bir insanın dîni, arkadaşının dîni gibidir.
Mü’minin dîni, kiminle *Sohbet* ediyorsa, kimi *Seviyor* sa, onun dîni gibidir. Pekii, seveceğimiz öyle büyük zâtları bulamazsak ne yapacağız?
Onların kitaplarını okuyacağız. Kitapları vesîlesiyle onları gıyâben seveceğiz. *Rûhen*, onlarla berâber olacağız inşallah. *El mer’ü mea men ehabbe*. Bu da hadîs-i şerîf.
Yâni insan dünyâda kimi severse, âhiretde onun yanında olacak. Ne büyük *Müjde* efendim. Onun için, biz büyüklerimizi seviyoruz kardeşim, elhamdülillah.
********
Bu ramezânda kaç gün oruç tutuldu, belli değil. *Ay* hesâbiyle olmak lâzım, *Takvim* hesâbiyle olmaz. Onun için, ya bir gün evvelden başlamış olduk veyâ bir gün sonradan.
Hakîkî Ramezândan bir gün evvel başladıksa, o bir gün evvelki orucumuz kabûl olmaz. Niçin? Ramezândan evvel olduğu için.
Yok, bir gün sonra başladıksa, bu sefer de, bizim bayram yapdığımız gün, hakîkî Ramezândır. O günü *Yemiş* oluyoruz.
O hâlde başından ve sonundan *İki gün* dedi Efendi hazretleri, böyle buyurdu. Bayramdan sonra, iki gün *Kazâ* etmemiz lâzım kardeşim.