MÜZEKK-İN NÜFUS DERSLERİ
Sâlihlerden birisi der ki: Beyt-ül-makdis mescidi içinde bir kişi gördüm. Abasına bürünmüş yatıp uyuyordu. Bir zaman sonra doğruldu ve:
— Çabuk bana yağlı ekmek, et yemeği ve helva ver. Yoksa, bu mescit içindeki kandillerini parça parça ederim dedi ve yine yattı. Bir zaman sonra, mescide birisi geldi ve o kişinin istediği yemekleri getirdi, önüne koydu. O kimse, doğruldu ve getirilen yemekten biraz yedi, artanını yemeği getiren kişi aldı ve gitti. Ben, mescide yemek getiren kişinin peşinden gittim, onu yolda yakaladım ve bu işin nasıl olduğunu kendisinden sordum. Bana, şunları anlattı:
— Ben, hamallıkla geçinen bir adamım. Çocuklarım, ne zamandan beri benden bu yemekleri ister, dururlardı. Bugün, elime biraz fazlaca para geçti, lâzım gelen şeyleri aldım, evime getirdim. Karım, yemekleri pişire dursun, içime bir ağırlık geldi kendimden geçtim ve uyudum, uykum içinde bir ses duydum:
— Ey kişi, diyordu. Beytül makdiste bir velimiz yatıyor. Karının pişirdiği o yemekleri bizden istedi, çabuk o yemekleri kendisine götür, yiyeceği kadar yesin, artanını da çocukların yerler. Hemen uykudan uyandım ve hazır olan yemekleri bir tepsiye koyarak mescide götürdüm. Mesele bundan ibarettir, dedi.