Buyurdular: Kimi insanlar keyflenmek ve hoş hâl olmak için içki ve uyuşturucu kullanırlar. Şarab içen nerede ise İslâmdan çıkar, yahut yırtıcı canavar olur. İnsanlar ondan muzdarip olur. Uyuşturucu yiyen merkeb veya sığır olur. İştihasını izhar edip yemek yemekten başka şey bilmez. Böyle hâllere, huzûr ve keyfiyet [kendinden geçme hâlleri veya ma'nevî haz ve zevkleri tatma] ismini koymuşlar. Hiç uyanıklıktan ayıklıktan yüksek bir keyfiyet olur mu! Kişinin kendi hâlini bilmesi, her yaptığından haberdar olması ne güzel bir hâldir. Huzûr ve keyfiyeti içki ve uyuşturucu gibi [gayr-i meşru'] şeylerde arayanlar, sadece görünüşe, bir mâli hülyaya kapılmış,huzûr ve keyfiyetin ne demek olduğunu, ma'nevî haz ve kalb zevk ve şevklerden, aldatıcı huzuru ayıramayan bedbahtlar me'alesef her devirde bulundukları gibi, nice iyi denebilecek adamlar bile bu gibi şeylere tutulmuştur.
(Mevlânâ Abdurrahman Câmî kuddise sirruh)
[Reşahat, sf: 229]