*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Bizler, her an ve her bakımdan, çok *Muhtâc* olduğumuz *Yüce Allaha* güvenmeliyiz kardeşim. Ne istiyorsak, *Ondan* istemeliyiz. Eğer istiyecek ağzımız yoksa, ağzı *Temiz* olan birilerine söyleriz.
(Ne olur, benim için duâ et!) deriz. Bir işde *Başarılı* olmak, o işe uzun müddet *Devâm* edebilmekle anlaşılır. Bu gün, Bâb-ı âlîde, gazetesini kurup da devâm etdiren, *Biz* den başka *Yok* kardeşim.
Ya el değişdirdi, ya da kapandı. *Türkiye Gazetesi* ise mâşallah *Otuz* yıldır devam ediyor. Bu gün için *Otuz bir* yaşında bir delikanlı. Gün gelir, *Elli bir* yaşında olur inşallah.
● ● ●
Efendimiz aleyhisselâm Eshâb-ı kirâmdan birini *Üzüntülü* görünce, merak edip sebebini sormuşlar. O sahâbî de, *Dünyevî* bir sebep söylemiş.
Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz, o sahâbîye; *Ben de, bir namâzı vaktinde kılamadın da, onun için üzgünsün sandım!* buyurmuşlar.
Ardından da; *Birinin, binlerce devesi olsa, hepsini fakirlere hediye etse, dağıtsa, bir namâzın vaktinde kılınması sevâbına kavuşamaz!* buyurmuşlar.
● ● ●
*İnde zikrissâlihîn tenzîlürrahme*. Ne demek bu? Yâni, *Allah* dostlarının ve *Sâlih* kulların ismi söylenilen yere, Allahü teâlânın *Rahmeti* nâzil olur, yağar.
Yâni o meclisde bulunanlara, Allahü teâlâ *Merhamet* eder. Günâhı olanları *Affeder.* Günâhı olmıyanları da, *Kendi* ne çeker, *Kendi* ne yaklaşdırır.
Allahü teâlâya yaklaşmak ne demek? O’nun *Sevgisi* ni kazanmak demekdir. Çünkü Allahü teâlâ *Madde* değil ki, *Cisim* değil ki yaklaşsın.
Peygamber Efendimize soruyorlar: Allahü teâlâ *Şöyle* değildir, *Böyle* değildir, peki ya nedir, *Nasıl* dır? diyorlar. Peygamber Efendimiz, onlara şöyle cevap veriyor:
*Küllü mâ hatara bibâlike Allahü gayru zâlike*. Böyle buyuruyor. Bu, şu demek: *Küllü*, hepsi; *Mâ*, şol şey ki, *Hatara*, hutûr etdi, yâni hâtırına geldi; *Bi bâlike*, kalbine.
Arabcada *Bâl*, kalp demekdir. Yâni *Allah* de, gözlerini *Kapat*, hâtırına, hayâline, kalbine ne geliyorsa.
*Allahü gayru zâlike!* Allah (O) değildir. Ne güzel cevap yâ Rabbî. Ne hakîmâne bir cevap veriyor Peygamber Efendimiz.
Allah nasıldır? diye soranlara, nasıl cevap veriyor? *Şöyle Allah de ve gözünü kapat. Hâtırına, hayâline ne gelirse, Allah (O) değildir!* buyuruyor.