İman bilgi değildir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İman bilgi değildir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İman bilgi değil inançtır

 Hüseyin Hilmi bin Sa’îd

Hazretleri buyuruyor ki:

 Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahü anh Resûlullah ile ilk sohbetde gerçek îmâna kavuşdu. Mübâreğin ağzından çıkan ilk kelime, “Yâ Resûlallah, altı arkadaşım daha var, onları getireyim, onlar da müslimân olsunlar” oldu.

Efendim, bir mü’minde îmânın kemâli, kuvveti veyâ azlığı için, bir mihenk lâzımdır. Mü’minin îmânının ne kadar kuvvetli veyâ zayıf olduğu, iki menfaati karşılaşdığı zaman, tercîhinden belli olur. Nasıl belli olur? Meselâ dünyâ ve âhiret menfaatiyle karşılaşdı.

Eğer dünyâyı âhiretine tercîh etmişse, dünyâ menfaati için, yâni şahsî menfaati için cevâb veriyorsa, bunun kalbinde îmân bitmek üzeredir. Eğer zararına da olsa, hakârete de uğrasa, felâkete de gitse, îdama da gitse, Rabbimizin rızâsını üstün tutuyorsa, işte “îmân” buna derler.


Îmân, bilgi değildir. Îmân, inançdır. İnanç yürekde, kalbde olur. Onun için bilmek, insanı kurtarmıyacakdır. Ama o “güçlü îmân”, en zor şartlarda bile insanı kurtarır.