İSTİKÂMET etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İSTİKÂMET etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İstikameti iste, kerameti değil

[Müzekk-in Nüfus Dersleri]

Şeyhlerden biri rüyasında, Resûlü ekrem sallallâhu aleyhi ve sellemi görür; 

— Yâ Resûlallah! Hûd Sûresi beni ihtiyarlattı buyurmuşsunuz. Hûd sûresindeki nebilerin kıssaları mı, yoksa ümmetlerinin kıssaları mı sizi ihtiyarlattı? 

— Efendimiz, tasdik buyurmuşlar: Yâ şeyh, beni “O halde seninle birlikte tövbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi istikamet üzere ol” âyeti kerimesi ihtiyarlattı buyurur. 


Nitekim, Resûlullah Aleyhissalâtü vesselâm efendimiz müşahedatın başlangıcından sonra bu hitaba muhatap olmuş ve kendilerinden istikametin hakikatleri istenmiştir. Hak teâlâ; Zahitler, Sûfi şeyhler, mukarrebler denilen ahiret alimlerine daha işin başında iken bir haz ve nasip verir, istikamet üzere bulunmalarını ilham eder. Şüphesiz onlarda Hakkın gösterdiği istikamet üzerine olmayı bütün her şeyin en faziletlisi, şerefli bir görev olarak bilir.  


Nitekim, Şeyh Ebû-Ali Cürcâni rahmetullahi aleyh buyurur: “İstikameti iste, kerameti değil.” Zira kerameti nefsin ister, Rabbin ise senden istikamet talep eder. Şu hâlde, Rabbinin talep ettiğini istemek, nefsinin talep ettiğini istemekten daha iyi ve güzel olur.


(Eşrefoğlu Abdullah Rumi hazretleri)

İstikâmet

 Kıyâmet günü Sırat köprüsünden geçebilmek için istikâmet üzere bulunmak gerekir. 

(Muhammed Hâdimî hazretleri “rahmetullahi aleyh”)

*İstikâmet, kerâmetin üstündedir. 

(İmâm-ı Rabbânî "kuddise sirruh" hazretleri )

*Allahü teâlâ kendisine Hûd sûresinde; "Emr olunduğun gibi istikâmet üzere ol!" buyurunca, Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, istikâmetin zorluğuna işâretle; "Beni Hûd sûresi ihtiyarlattı" buyurdu. Yâsîn sûresinde; "Ey Resûlüm! Sen elbette istikâmet üzeresin" buyurulunca, Resûlullah efendimiz rahatlamışlardır. 

(Seyyid Tâhâ "kuddise sirruh" hazretleri)

Zâhir ve Bâtının istikâmeti

 Zâhirin (bedenin)istikâmette olması demek, dindeki emir ve yasaklara uymaktır. Bâtının, kalb ve rûhun istikâmeti ise, hakîkî îmâna kavuşmaktır. Yüksek hocamız, hakîki îmânı, kalbi Allahü teâlâdan alıkoyan bütün fayda ve zararlardan temizlemektir, diye açıkladılar. 

(Ya'kûb-i Çerhî "kuddise sirruh" hazretleri )

Asıl kerâmet istikamettir

 -Asıl kerâmet istikamettir. Kim ki şerîat caddesinden ayrılmadı, o kerâmettedir.

(Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî kuddise sirruh)

İSTİKÂMET


İSTİKÂMET
“İstikâmet; bütün ahidlerde, özellikle ilâhî ve Muhammedî ahidlerde, yemek, içmek, giyinmek dahil, dînî ve dünyevî umurda (işlerde) ortada olmağa riâyetle sırât-ı müstakîme devâm ve itinâdır (göstermektir).
(Son Halkalar, ||. Cild, sf 635)

İSTİKÂMET / KERÂMET


Büyükler buyurdu ki;
“İstikâmet sâhibi ol, kerâmet tâlibi olma! Zirâ nefsin, kerâmet talebine meyli ve hareketi ister. Hakk teâlâ ise, sende istikâmet arar.”