İSTİKÂMET etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İSTİKÂMET etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İstikâmet

 Kıyâmet günü Sırat köprüsünden geçebilmek için istikâmet üzere bulunmak gerekir. 

(Muhammed Hâdimî hazretleri “rahmetullahi aleyh”)

*İstikâmet, kerâmetin üstündedir. 

(İmâm-ı Rabbânî "kuddise sirruh" hazretleri )

*Allahü teâlâ kendisine Hûd sûresinde; "Emr olunduğun gibi istikâmet üzere ol!" buyurunca, Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, istikâmetin zorluğuna işâretle; "Beni Hûd sûresi ihtiyarlattı" buyurdu. Yâsîn sûresinde; "Ey Resûlüm! Sen elbette istikâmet üzeresin" buyurulunca, Resûlullah efendimiz rahatlamışlardır. 

(Seyyid Tâhâ "kuddise sirruh" hazretleri)

Zâhir ve Bâtının istikâmeti

 Zâhirin (bedenin)istikâmette olması demek, dindeki emir ve yasaklara uymaktır. Bâtının, kalb ve rûhun istikâmeti ise, hakîkî îmâna kavuşmaktır. Yüksek hocamız, hakîki îmânı, kalbi Allahü teâlâdan alıkoyan bütün fayda ve zararlardan temizlemektir, diye açıkladılar. 

(Ya'kûb-i Çerhî "kuddise sirruh" hazretleri )

Asıl kerâmet istikamettir

 -Asıl kerâmet istikamettir. Kim ki şerîat caddesinden ayrılmadı, o kerâmettedir.

(Seyyîd Abdülhakîm Arvâsî kuddise sirruh)

İSTİKÂMET


İSTİKÂMET
“İstikâmet; bütün ahidlerde, özellikle ilâhî ve Muhammedî ahidlerde, yemek, içmek, giyinmek dahil, dînî ve dünyevî umurda (işlerde) ortada olmağa riâyetle sırât-ı müstakîme devâm ve itinâdır (göstermektir).
(Son Halkalar, ||. Cild, sf 635)

İSTİKÂMET / KERÂMET


Büyükler buyurdu ki;
“İstikâmet sâhibi ol, kerâmet tâlibi olma! Zirâ nefsin, kerâmet talebine meyli ve hareketi ister. Hakk teâlâ ise, sende istikâmet arar.”