TEVEKKÜL

MÜZEKK-İN NÜFUS DERSLERİ 


Allâhu teâlâ, kullarının rızıklarını ve ecellerini, nasıl takdir buyurur, evvelâ onu söyleyeyim: 


Ey aziz: Bilmiş ol ki, MELEK-ÜL-ERHAM adında bir melek vardır. Ne zaman, baba sülbünden ana rahmine o bir damlacık su düşerse, Hak teâlâ o sudan insan yaratılmasını murat buyurur. O melek, niyazda bulunur: “Yâ Rab! Eceli ne kadar ve toprağı ne yerdendir?” Hak teâlâ, o meleğe irade buyurur: “Var, Levhi Mahfuza bak!” Melek, gider bakar. Henüz, ana rahminde bir damla pıhtıdan ibaret olan o kişi nerede defnedilecekse, o yerden bir parça toprak alır ve o pıhtıya karıştırır, ondan ana rahminde bir nevi balçık yapar.  Her kişinin toprağı neredendir ve nereye gömülecektir, bunu hiç kimse bilmez. 


Nitekim, Hak teâlâ Kur'anda buyurur: “Ve hiç kimse (Zamanını bilmediği gibi) nerede öleceğini de bilmez.” (Lokman sûresi)  O melek, ana rahminde balçık edip karıştırdığı o çocuğun dünyada ne kadar yaşayacağını, nerede öleceğini ve nereye defnolunacağını, zengin mi yoksa fakir mi olacağını, erkek veya dişi doğacağını, levhi mahfuzdan aldığı bilgilere göre yazar.  


Allahu teâlânın emriyle o meleğin yazdığı bütün vukuat, o kişinin doğumundan ölümüne kadar başından geçecek her hâdise birer birer kayıt ve tespit olunur ve bu arada bütün yiyecek ve içecekleri de belli olur. Artık, o kişinin eceli ne bir saat öne ne bir saat geriye bırakılabilir ve rızkından da bir nar tanesi kadar bile artmaz ve eksilmez, bir yudum su dahi yazılmamışsa içemez. Takdir olunandan fazlası ve eksiği olamaz ve buna kimse muhalefette bulunamaz.  


Ey aziz: Her insan için gökte iki kapı vardır. Birinden ömrünün her günü ve diğerinden de rızkı iner. Ömrünün müddeti bitince, her iki kapı da kapanır ve artık rızkı inmez olur. Nitekim, Kur'an-ı hâkimde de böyle buyurulmaktadır: “Rızkınız ve vaad olunduğunuz semadadır.”  (Zâriyat sûresi: 22) Hâl ve hakikat böyle olduğuna göre, rızık için kaygıya ne gerek var? Gökteki rızkı, yerde istemekle bulmak istersin. Oysa, Allahu teâlâ sana vadettiği o rızkı nerede olursa olsun verir, sen istesen de istemesen de gelir sana erişir.


(Eşrefoğlu Abdullah Rumi hazretleri)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder