İnsan Cennet bahçesini ziyârete gitmez mi?

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Ben Abdülhakim Arvasi Efendi hazretlerinin *Kabr*’ine girdim efendim. *Kefen*’in başını, ayaklarını *Çözdüm* ve dışarı çıkdım. Peygamber Efendimiz ne buyuruyor? 


*Kabr-ül mü’mini ravdatün min riyâdil Cenneh*. Yâni mü’minin kabri, *Cennet* bahçelerinden bir *Bahçe*’dir. 


Peygamber aleyhisselâm yine buyuruyor ki: *Kabr-ül kâfiri hufratün min huferün nîrân*. Yâni kâfirin kabri, *Cehennem* çukurlarından bir *Ateş çukuru*’dur. 


O hâlde ben Abdülhakim Arvasi Efendi hazretlerinin *Kabr*’ine girdiğime göre *Cennet Bahçe*’sine girdim. Şimdi ben; Cennet bahçesine girdim diye *Yemîn* etsem, yalan olmaz. 


Çünkü şâhidim Peygamber Efendimizdir. O, aleyhisselâm buyuruyor ki: *Mü’minin kabri Cennet bahçelerinden bir bahçedir*. 


Elhamdülillah, işte ben, Abdülhakim Efendi’nin *Kabr*’ine girince *Cennet Bahçesi*’ne girmiş oldum. Onun için çok seviniyorum. 


*Kabr-ül mü’mini ravdatün min riyâdil Cenneh*. Yâni mü’minin kabri, Cennet bahçesidir kardeşim. Hadîs-i şerîfdir bu. Mü’minin kabri, *Karanlık* değildir.


*Nûrlu*’dur ve *Aydınlık*’dır. Çünkü *Cennet bahçesi* dir. İnsan Cennet bahçesini ziyârete gitmez mi? Onun için *Mü’min*’lerin kabrini ziyâret etmek lâzım. 


Cennet bahçesini ziyâret etmek için, bir *Mü’min* in kabrine gitmeli. Hele ki evliyâ *Zât*’ların kabrini. Onları ziyâret eden, *Feyz*’lerinden de istifâde eder. 


Biz *Peygamber* Efendimizi aleyhisselâm *Seviyoruz* efendim. Peki, sevdiğimiz nerden belli? 


Çünkü Peygamber aleyhisselâmın *Sevdiği* kimseleri de seviyoruz. Kimdir onlar? *Eshâb-ı kirâm* efendilerimiz. 


Peygamber Efendimizi gören müslümânlara, *Sahâbe* denir. Bir tânesine *Sahâbî* denir. Hepsine birden *Eshâb-ı kirâm* denir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder