Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretlerinden sohbetler

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


Bir defâsında Efendi hazretleri *Sohbet* ederken buyurdu ki: Fâtih Câmiinin bahçesindeki sergide *Ma’lûmât-ı Nâfi’a* kitâbını gördüm. Param olsaydı alırdım, çok kıymetli bir *Kitap* dır, onu okuyun, buyurdu. 


Ben sessizce, kimseye görünmeden dışarıya çıkdım ve koşa koşa *Fâtih Câmii* ne geldim. Kitaplar satılmadan yetişmek için devâmlı *Koşdum*. Bakdım ki, *Kitap* lar duruyor.


*Nefes nefese* hemen alırsam *Pahalı* verir diye, biraz ileride dinlenip, öyle gitdim. O kitapların hepsini satın aldım ve gene koşa koşa *Efendi hazretleri* ne geldim. 


Bu defâ da, Efendiyi bir an evvel *Sevindirmek* için koşuyordum. Nihâyet gelip, Efendiye *Kitap* ları arz ettim. İçlerinden birini bana verdiler. İşte bu kitapdan, bizim *Fâideli Bilgiler* kitâbı meydâna geldi. 

● ● ● 

Bir gün de, Efendi hazretlerinin dergâhına, ikindi namâzına gitdim. Mübârek *Yalnız* dı odada. Bana; *İkindiyi kıldın mı?* dedi. Hayır efendim kılmadım, dedim. 


*Hadi gel, gidelim de mescitde berâber kılalım!* dedi. Çıkdım, abdest alıp geldim. Efendiyle berâber mescide girdik. *Sünnet* leri kıldık. İkimiz *Farzı* kılacağız.


Bana ne dedi biliyor musunuz? *Hadi, sen imâm ol*, buyurdu. Çok şaşırdım. Ben Efendiye imâm olacağım, hiç olmaz denir mi? *Başüstüne efendim!* dedim. 


Berâber namaz kıldık, ben *İmâm* oldum, Efendi *Müezzin* oldu. Yâ Rabbî, ne iltifât, ne iltifât, görülmemiş şey. Ancak o namâzı *Nasıl kıldım*, bilmiyorum. *Titriye titriye*, korka korka. 


Efendi’ye imâm olmak. Bu da bir *İltifât*. Kim bilir, bunlar hep, Efendi hazretlerinin kalbindeki bize olan *Muhabbet* in eseridir. Muhabbet olmazsa bunlar olur mu? 


Sonra bana; *Namazdan sonra nereye gideceksin?* dedi. Ankara’ya efendim, dedim. Efendiyi görmek için, Ankara’dan bir günlüğüne gelirdim kardeşim

● ● ● 

Sâlih olan mü’min, *Ehl-i sünnet* îtikâdındadır. Ehl-i sünnet îtikâdında olana *Sünnî* denir. Böyle kimse, dört *Mezheb* den birine uyar ve her hareketinde islâmiyete tâbi olur. 


Ecdâdımız, istirâhatlerini, menfaatlerini *Fedâ* ederek, dînimizin bu güzel *Emir* lerini bildirmek ve torunlarının *Dinleri* ni korumak için, çok kıymetli *Kitap* lar yazmış.


Ve bizlere *Yâdigâr* bırakmışlar. Bir hadîs-i şerîf var. Efendimiz aleyhisselâm buyuruyorlar ki: *Siz dîninizi, islâm âlimlerinin ağızlarından alınız, öğreniniz!* 


İşte biz de, elhamdülillah dînimizi, hakîkî *İslâm âlimleri* nden öğrendik kardeşim. Bu, ne büyük bir *Ni’met*, bu ni’mete nasıl *Şükr* edilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder