Eshab-ı kiramın hepsini sevenlere Ehl-i sünnet denir. Bir kısmını sevmeyenlere Şii denir. Tamamına düşman olanlara Rafizi denir. Rafiziler, ibni Sebe’nin yolundadır.
(Cennet Yolu İlmihali)
Eshab-ı kiramın hepsini sevenlere Ehl-i sünnet denir. Bir kısmını sevmeyenlere Şii denir. Tamamına düşman olanlara Rafizi denir. Rafiziler, ibni Sebe’nin yolundadır.
(Cennet Yolu İlmihali)
Allahü teâlâyı sevdiğini söylersin. Halbuki, ona isyan edersin. Böyle sevgi olmaz. Eğer sevginde samîmi olsaydın, Allahü teâlâya itaat ederdin. Çünkü seven, sevdiğine itaat eder.
(İmâm-ı Şafiî hazretleri “rahmetullahi aleyh”)
Bütün düşmanlıkların aslı, kötü kimseler ile dostluk etmek ve onlara iyilik yapmaktır.
(İmâm-ı Şafiî hazretleri “rahmetullahi aleyh”)
Kardeşlerim, imanı giden kimse, buna sebep olan şeyden tövbe etmedikçe, Müslüman olmaz.Kelime-i şehadeti söylese de. Mutlaka küfre sebep olan o sözden tövbe etmesi lazımdır. Tövbe etmez ve o halde ölürse, Cehennemde sonsuz azap görür. Bunun için, küfürden çok korkmalı, titremelidir..Bilmeden Müslümanlık olmaz.
(Ziyaeddin Berni hazretleri “rahmetullahi aleyh“)
Kardeşlerim, Ehl-i sünnet alimlerinin bildirdikleri iman ve itikattan kıl kadar ayrılanların, kıyamette azaptan kurtulmaları imkansızdır.Ehl-i sünnetten ayrılanların sözleri ve kitapları, zehirdir.Hele dünyalık toplamak için dini alet edenlerin ve kendilerine din adamı ismini verip, her aklına geleni yazanların hepsi, din hırsızıdır.Bu din hırsızları, bu kitapları okuyanların imanlarını çalarlar. Bunlara aldananlar, kendilerini Müslüman sanıp namaz kılar ve her ibadeti yaparlar. Fakat imanları çalınmış, gitmiş olduğundan namazları ve hiçbir ibadetleri ve iyilikleri kabul olmaz ve ahirette işe yaramaz.
(Seyyid Ahmet Mekki Efendi hazretleri “rahmetullahi aleyh”)
Her anımız imtihan. İmtihansız bir anımız geçmiyor. Ancak bu, dünya imtihanına benzemez.Çünkü neticeleri çok farklı. Dünya imtihanında kaybedersek, en fazla diploma alamayız. O da çok mühim değil. Seneye alırız. Ama ahiret imtihanında kaybetmenin neticesi böyle değildir.Onun cezası, Cehennem ateşinde yanmaktır. Ahiret imtihanını kazanmanın mükafatı ise, Cennet nimetlerinde sonsuz yaşamaktır.
(Mustafa Akif Efendi hazretleri “rahmetullahi aleyh”)
Bu dünya, ahmaklarla dolu.Çünkü işlerini, sadece insanlara göre ayarlıyorlar. Yani sırf insanları razı etmeye çalışıyor, “O bu ne der…?” hesabı yapıyorlar.Önce Allahü teala ile dost olsunlar. Onu memnun etmeye, Onun rızasını almaya çalışsınlar.Ey insan! Sen yarın Allah’ın huzuruna çıkacak, Ona hesap vereceksin. Hakkında bir ferman çıkacak. Berat mı? Ateş mi? Belli değil. Sen hâlâ yoldaki bakkalla, kasapla uğraşıyorsun.
(Rüveym bin Ahmet hazretleri “rahmetullahi aleyh”)
Dinimizden bir kelime öğrenip öğretmek, bin kere nafile hacca gitmekten daha çok sevaptır.Dinimizi nereden öğrenmeliyiz ?Gerçek din alimlerinden.Onlar “Ehl-i sünnet alimleri”dir. Onlar sadece nakleder, kendi kafalarından bir şey söylemezler. Din hakkında kafasından söyleyenler, din alimi değil, din hırsızlarıdır. Dinini, “ehl-i sünnet alimleri”nden veya onların kitaplarından öğrenenler kurtulacaktır ahirette.
(Seyyid Ahmet Mekki Efendi hazretleri “rahmetullahi aleyh”)
Cenab-ı Hakk’a kavuşturacak her çeşit ibadet, her çeşit kemâlat üstünde, ilk sırada sohbet gelir, ama şartı ağırdır. O da edebe riayettir. Zerre kadar edeb dışına çıkılırsa istifade edilemez.
(İmam-ı Rabbani hazretleri kuddise sirruh)
Her tarikatte sahih olan edeb, şerîatin bildirdiği edebdir. Dînin edebi ile edeblenen doğru yola girmiştir. Onun maksadına kavuşması umulur. Dînin edebi ile edeblenmeyen yolunu kaybeder, sapıtır. Gâyesine ulaşamaz.
(Seyyid Hüseyin Burhâneddîn Efendi hazretleri “rahmetullahi aleyh”)