Minah-21 : Mürşide, tevbe veya tarikat almaya bir kişi geldiği zaman o mürşid, kendi nefsi için çok istiğfar etmelidir.
Atiye -9 : Yirmibirinci minah hakkında diyor ki : " Bir tarikat alma niyeti, şeyh için büyük bir nimettir. Nimet ise şükrü gerektirir.Nefsin aczini kırar, nefsin kemalden uzaklığını, kuvvet ve izzetin Allah (c.c) haşrolduğunu, gerçek nimet verenin o olduğunu bildiği için istiğfar edilir. Yine bu niyet, '' sende bir kemalat ver ki halk itibar ediyor.'' hayaliyle ucub ve tekebbüre (büyüklenme) sebeb olabildiğinden, istiğfarda zilletin ve kemalatın zalnız Allah-ü Taala'dan olduğunu, havl ve kuvvetin yalnız onda bulunduğunu ikrar etmeyi iyice bildiği için, onları götürür.
Minah-22 :Mesh-i suri Peygamber Efendimiz (a..s) hürmetine Ümmet-i Muhammedden kaldırılmıştır. Bütün ümmeti davette (bu tabir Peygamber Efendimizin (a..s) peygamberliğinden kıyamete kadar dünyaya gelecek olan,cin ve insanlara şamildir) bu nimete dahildir. Mesh-i manevi ise devam etmektedir. Mesh-i manevide kişinin hangi kötü sıfatı galip ise, kalben o sıfatla meşhur olan hayvan suretine döndürülür.
Atiye -10 : Yirmiikinci minah hakkında diyor ki :" Mesh olunan şahıs, bazen çevrildiği suret üzerine haşre gelir. Tanınmadığı için de ona şefaat edilmez. Allah (c.c) bizi ve bütün ümmet-i Muhammedi (a.s) korusun.''
Günahtan dolayı nefsine acıyıp, pişman olmak, bazen devamlı, bazen geçici olur. Tesirden gaye ikisinden biriyle mütessir olmaktır.Acımamaktan gaye ise hiç acımamaktır. Zira geçici olarak acıma meshin men'ine kafidir.
Minah-23 :Gavs (k.s) H.z ; Mesh-i manevi üzerinde bir gün yine buyurdular : '' İnsanda Mesh-i manevinin iki belirtisi vardır. Birincisi,kişiye vaz-ü nasihatın tesir etmemesi, ikincisi günahından pişmanlık duymamasıdır.''
Atiye -11 :Yirmiüçüncü minah hakkında dedi ki :" Vaazın tesiri bazen bir korku, bazen bir muhabbet hasıl olmasıdır.''
Minah-24 : Gavs (k.s) H.z buyurdu : '' Dünya sevgisi ve aşkıyla ölen kişiler, ehli iman olmalarına rağmen sırtı kıbleye çevrilmiş olarak (keşif yoluyla) görülüyor.''
Minah-25 : Zalim kişiler ve siyaset adamları ile ilişkinin kaidesini şöyle açıklardı : '' Onları kendi ahlakına çekeceksen beraber ol. Eğer onlar seni kendi ahlakına çevirecekse beraber olma.''
Minah-26 : Dört yönü birden kuşatarak gelen nisbet, tek yönden gelen nisbetten daha ekmeldir. Çünkü her tarafı kuşatarak gelen nisbette, şeytanın ilgisi yoktur. Musa (aleyhi selam) kelamı dört bir yandan işittiği için Allah (c.c)'ın kelamı olduğuna emindi.
Minah-27 : Nisbet kuşatmalı olmadığı zaman arkadan geleni, diğer yönlerden gelene tercih ederdi.
Atiye -9 : Yirmibirinci minah hakkında diyor ki : " Bir tarikat alma niyeti, şeyh için büyük bir nimettir. Nimet ise şükrü gerektirir.Nefsin aczini kırar, nefsin kemalden uzaklığını, kuvvet ve izzetin Allah (c.c) haşrolduğunu, gerçek nimet verenin o olduğunu bildiği için istiğfar edilir. Yine bu niyet, '' sende bir kemalat ver ki halk itibar ediyor.'' hayaliyle ucub ve tekebbüre (büyüklenme) sebeb olabildiğinden, istiğfarda zilletin ve kemalatın zalnız Allah-ü Taala'dan olduğunu, havl ve kuvvetin yalnız onda bulunduğunu ikrar etmeyi iyice bildiği için, onları götürür.
Minah-22 :Mesh-i suri Peygamber Efendimiz (a..s) hürmetine Ümmet-i Muhammedden kaldırılmıştır. Bütün ümmeti davette (bu tabir Peygamber Efendimizin (a..s) peygamberliğinden kıyamete kadar dünyaya gelecek olan,cin ve insanlara şamildir) bu nimete dahildir. Mesh-i manevi ise devam etmektedir. Mesh-i manevide kişinin hangi kötü sıfatı galip ise, kalben o sıfatla meşhur olan hayvan suretine döndürülür.
Atiye -10 : Yirmiikinci minah hakkında diyor ki :" Mesh olunan şahıs, bazen çevrildiği suret üzerine haşre gelir. Tanınmadığı için de ona şefaat edilmez. Allah (c.c) bizi ve bütün ümmet-i Muhammedi (a.s) korusun.''
Günahtan dolayı nefsine acıyıp, pişman olmak, bazen devamlı, bazen geçici olur. Tesirden gaye ikisinden biriyle mütessir olmaktır.Acımamaktan gaye ise hiç acımamaktır. Zira geçici olarak acıma meshin men'ine kafidir.
Minah-23 :Gavs (k.s) H.z ; Mesh-i manevi üzerinde bir gün yine buyurdular : '' İnsanda Mesh-i manevinin iki belirtisi vardır. Birincisi,kişiye vaz-ü nasihatın tesir etmemesi, ikincisi günahından pişmanlık duymamasıdır.''
Atiye -11 :Yirmiüçüncü minah hakkında dedi ki :" Vaazın tesiri bazen bir korku, bazen bir muhabbet hasıl olmasıdır.''
Minah-24 : Gavs (k.s) H.z buyurdu : '' Dünya sevgisi ve aşkıyla ölen kişiler, ehli iman olmalarına rağmen sırtı kıbleye çevrilmiş olarak (keşif yoluyla) görülüyor.''
Minah-25 : Zalim kişiler ve siyaset adamları ile ilişkinin kaidesini şöyle açıklardı : '' Onları kendi ahlakına çekeceksen beraber ol. Eğer onlar seni kendi ahlakına çevirecekse beraber olma.''
Minah-26 : Dört yönü birden kuşatarak gelen nisbet, tek yönden gelen nisbetten daha ekmeldir. Çünkü her tarafı kuşatarak gelen nisbette, şeytanın ilgisi yoktur. Musa (aleyhi selam) kelamı dört bir yandan işittiği için Allah (c.c)'ın kelamı olduğuna emindi.
Minah-27 : Nisbet kuşatmalı olmadığı zaman arkadan geleni, diğer yönlerden gelene tercih ederdi.