Mürid etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mürid etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Gavs-ı Hizaniden Hikmetler-8

Minah-28 :" Mürid en çok nisbeti hizmetten alır. Hizmetten alınan feyiz ve kemalat daha tesirli ve uzun sürelidir." buyurur ve şöyle misal verirdi : '' Nasıl ki arpa yiyen hayvanın semizliği yemi kesilse dahi bir müddet devam eder. Ama bahar otuyla beslenen çabuk çöker. Hizmetten hasıl olan nisbet kolay kolay kaybolmaz. Başka şeylerden doğan nisbet ise nefsin küçük bir kusuruyla kaybolur.'' derdi.
Minah-29 : Gavs (kuddise sirruhu) Hz bir gün bu fakirden, (Halid-i Oreki (kuddise sirruhu) eskiden beri türbelerde mum yakılmasının sebebini sordu. Ben cevap vermeyince, kendileri şöyle buyurdu :"Işıktan gelen nisbet karanlıkta gelenden daha çok ve daha açıktır.'' dedi. Bir müddet bekledikten sonra devamla buyurdular : " Bu durum mürid tecelli-i berki makamına ulaşmadan böyledir. Tecelli-i berki makamından sonra, ışığın olup olmaması, nisbete tesir etmez.''
Minah-30 : '' Meşayihin etbai ancak gece ibadetine kalkan müridlerdir. İltifat nazarıyla bakılanlarda bunlardır. Bunlardan başkası etbalarından sayılmaz.''
Minah-31 : Bütün hallerde rabtayı tavsiye ederdi. Yalnız sohbette vukufu kalbiyi emrederdi.
Minah-32 : Gavs (k.s) H.z'lerine şöyle soruldu : '' Zamanımızdaki bazı meşayihin bir iddiası var ki, avam tabakasından hakikatlerin gizlenmesine sebeb oluyor. Diyorlar ki, şeyhler ancak bulundukları yöreleri irşad ederler. Bulundukları bölgelerden çıkıp başka bölgelerde irşad etmeleri caiz değildir.'' Cevaben buyurdular ki : " Bu mesnedsiz bir iddia ve halis bir yalandır.'' Nefahat'ta geniş olarak anlatılan Şeyhülislam Ahmed Namık Cami (kuddise sirruhu) Hz'nin Çeştiye şeyhleriyle olan mücadelesini delil gösterdi. Ayrıca Şeyh Tahur (kuddise sirruhu) Hz'nin '' ben siyaset adamlarıyla uğraşıp, onları zulümden men etmeye memur olmasaydım, dünyadaki hiç bir şeyhe mürid bırakmazdım.'' dediğini de söyledi.
Minah-33 : Gavs (kuddise sirruhu) H.z . buyurdu : ''Bir gün şeyhim Seyyid Taha (kuddise sirruhu) H.z'den sordum. - Nefahat'ta olduğu gibi bazı meşayih için ''takdis'' bazıları için ''rahmet'' ile dua okunmasının sebebi nedir? Buyurdular ki :
-'' Nefsinden tam kurtulan için ''Kaddesallahi sirruhu'' nefsinden bir şey kalan için ''Rahmetullahi Aleyh'' diye dua edilir.
Gavs (kuddise sirruhu) H.z . şeyhinin bu cevabını anlattıktan sonra buyurdular : Nefsinden tamamen kurtulmak irşadın şartı değildir. kendisine ramet okunan çok kişiler, irşat makamına geçmiş, doğru yol üzerinde yürümüşler ve insanlara faydalı olmuşlardır.''
Minah-34 : Letaifi yükselirken halk aleminden kesilmeyen mütemekkin meczub, avam için daha faydalıdır. Avam tabakası bunlara, seyri sülukunu tamamlayıp dönenelerden daha fazla itibar gösterir. Onlarla aralarındaki münasebet fazla olduğundan, tanımaları daha kolay olur.
Minah-35 : Ademoğlu başlangıçta unutkandır. Çünkü alemi ervahtaki ahdini ve başından geçenleri unutmuştur. İnsanın bilgi sahibi olması ancak, letaiflerin alem-i emirdeki yerlerine ulaşmalarından sonradır.

Gavs-ı Hizaniden Hikmetler-7

Minah-21      : Mürşide, tevbe veya tarikat almaya bir kişi geldiği zaman o mürşid, kendi nefsi için çok istiğfar etmelidir.
Atiye -9          : Yirmibirinci minah hakkında diyor ki : " Bir tarikat alma niyeti, şeyh için büyük bir nimettir. Nimet ise şükrü gerektirir.Nefsin aczini kırar, nefsin kemalden uzaklığını, kuvvet ve izzetin Allah (c.c) haşrolduğunu, gerçek nimet verenin o olduğunu bildiği için istiğfar edilir. Yine bu niyet, '' sende bir kemalat ver ki halk itibar ediyor.'' hayaliyle ucub ve tekebbüre (büyüklenme) sebeb olabildiğinden, istiğfarda zilletin ve kemalatın zalnız Allah-ü Taala'dan olduğunu, havl ve kuvvetin yalnız onda bulunduğunu ikrar etmeyi iyice bildiği için, onları götürür.
Minah-22     :Mesh-i suri Peygamber Efendimiz (a..s) hürmetine Ümmet-i Muhammedden kaldırılmıştır. Bütün ümmeti davette (bu tabir Peygamber Efendimizin (a..s) peygamberliğinden kıyamete kadar dünyaya gelecek olan,cin ve insanlara şamildir) bu nimete dahildir. Mesh-i manevi ise devam etmektedir. Mesh-i manevide kişinin hangi kötü sıfatı galip ise, kalben o sıfatla meşhur olan hayvan suretine döndürülür.
Atiye -10       : Yirmiikinci minah hakkında diyor ki :" Mesh olunan şahıs, bazen çevrildiği suret üzerine haşre gelir. Tanınmadığı için de ona şefaat edilmez. Allah (c.c) bizi ve bütün ümmet-i Muhammedi (a.s) korusun.''
Günahtan dolayı nefsine acıyıp, pişman olmak, bazen devamlı, bazen geçici olur. Tesirden gaye ikisinden biriyle mütessir olmaktır.Acımamaktan gaye ise hiç acımamaktır. Zira geçici olarak acıma meshin men'ine kafidir.
Minah-23      :Gavs (k.s) H.z ; Mesh-i manevi üzerinde bir gün yine buyurdular : '' İnsanda Mesh-i manevinin iki belirtisi vardır. Birincisi,kişiye vaz-ü nasihatın tesir etmemesi, ikincisi günahından pişmanlık duymamasıdır.''
Atiye -11       :Yirmiüçüncü minah hakkında dedi ki :" Vaazın tesiri bazen bir korku, bazen bir muhabbet hasıl olmasıdır.''
Minah-24      : Gavs (k.s) H.z buyurdu : '' Dünya sevgisi ve aşkıyla ölen kişiler, ehli iman olmalarına rağmen sırtı kıbleye çevrilmiş olarak (keşif yoluyla) görülüyor.''
Minah-25      : Zalim kişiler ve siyaset adamları ile ilişkinin kaidesini şöyle açıklardı : '' Onları kendi ahlakına çekeceksen beraber ol. Eğer onlar seni kendi ahlakına çevirecekse beraber olma.''
Minah-26      : Dört yönü birden kuşatarak gelen nisbet, tek yönden gelen nisbetten daha ekmeldir. Çünkü her tarafı kuşatarak gelen nisbette, şeytanın ilgisi yoktur. Musa (aleyhi selam) kelamı dört bir yandan işittiği için Allah (c.c)'ın kelamı olduğuna emindi.
Minah-27      : Nisbet kuşatmalı olmadığı zaman arkadan geleni, diğer yönlerden gelene tercih ederdi.