Kazâ Namâzları (1)
Sual - Kazâya kalmış namâzları olan kimse namâzların sünnetlerini kılmayıb yerlerine kazâ namâzlarını kılsa câiz midir?
Cevâb - Sünen-i revâtib yerine farz kazâ etmek sûretini esâs-ı mezhebde tesâdüf etmedim. Ancak müteahhirîn-i hanefiyyenin kitâblarından birinde gördüm. İsmini şimdi derhâtır edemiyorum. Ama her hâlde gördüğümü ve gördüğüm kitâbın vüsûka şâyân olduğunu biliyorum.
Şeyh’ül-ins ve’l-cinn Abdülkâdir’in Fütûh’ul-Ğayb ismindeki kitâbında şöyle yazılmışdır:
"Yenbeğî li’l-mü’mini en yeşteğile bi’l-ferâizi; fe izâ ferağa minhâ işteğile bi’s-süneni; sümme yeşteğile bi’n-nevâfili. Femâ lem yefrağ mine’l-ferâizi fe’l-iştiğâli bi’s-süneni humkun ve ru’ûnetün. Fe in işteğile bi’s-süneni ve’n-nevâfili kable’l-ferâizi lem yukbel minhû. Ve meselü’l-musallî kemislü’t-tâciri lâ yuhlas lehû ribhahû hattâ ye’huze ra’su mâlihî."*
Kavâid-i esâsiyye-i dîniyyeye göre farzlar var iken hiç bir amel câiz değildir.
Cevâbın ihtisârı: Asıl mezhebde böyle bir meseleye tesâdüf etmedim. Müteahhirîn-i hanefiyyeden bir zâtın kitâbında sünnetler yerine kazâ câizdir diye bir ibâre gördüm.
*Mü’mine yakışan/gereken farzlarla meşgûl olmaktır. Bunlardan boş kaldığında sünnetlerle meşgûl olmak, sonra nafilelerle iştigal etmektir. Farzlardan boş kalmadıkça sünnetlerle meşgûl olmak ahmaklıktır, bönlüktür. Farzlardan önce sünnetlerle ve nafilelerle iştigal ederse bunlar kabul olunmazlar. Namaz kılan için, anaparasını kurtarmadıkça kâr etmiş sayılmayan tacir (tüccar) bir örnektir.
(Not: Arapça metnin transkripsiyonu ve tercümesi için muhterem Takyeddin Zâhid Arvas Bey büyüğümüze teşekkürlerimizi arz ederiz.)
Kaynak: Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (kuddise sirruh) (Sevânih'ul Efkâr ve Sevâmih'ul Enzâr)
Sünen-i revâtib: Vakit namâzlarının farzlarına bağlı olan sünnet namâzlar
Esâs-ı mezheb: Mezhebin aslî kaynakları
Müteahhirîn-i hanefiyye: Son dönem Hanefî âlimleri
Derhâtır etmek: Hatırlamak
Vüsûka şâyân: Güvenilir, itimat edilir
Şeyh’ül-ins ve’l-cinn: İnsânların ve cinlerin şeyhi
Kavâid-i esâsiyye-i dîniyye: Dînin temel kâideleri
Osmanlıca orjinali:
KAZÂ NAMÂZLARI (2)
Evvelâ kazâya kalmış olan namâzların bi’l-hesâb mikdârını ta’yîn etmek lâzımdır. Sâniyen, bir namâzın on dakîka zarfında edâsı kâbil olduğu farz edilse, geçirilen her namâzın akabinde gelen her on dakîkalık müddet içinde o namâz kazâ edilmezse tâ edâ olununcaya kadar her geçen olkadar müddet içîn bir misli günâh ilâve olunur.
Bunun içîndir ki kazâların sür’atle edâsı, hattâ her günkü vakit namâzlarına âid sünnetlerin yerine de kazâ kılmak lâzım ve farz kazâlarının hitâmından sonra sünnetleri dahî kazâ etmek sünnetdir. Sabâh namâzının sünneti çok mühim olduğundan terk edilmeyerek kazâ namazları bervech-i zîr tertîbiyle edâ edilmelidir…
Her günkü öğle namâzının ilk dört rek’at sünneti yerine öğle namâzının dört rek’at kazâ farzını, sâniyen o günkü dört rek’at öğle farzını, sâlisen iki rek’at son sünnet yerine iki rek’at sabâh namâzının kazâ farzını; ikindinin dört rek’at sünneti yerine dört rek’at ikindinin kazâ farzını; akşâmın iki rek’at sünneti yerine üç rek’at akşâmın kazâ farzını; yâtsının ilk dört rek’at sünneti yerine dört rek’at yâtsı kazâ farzını ve iki rek’at son sünneti yerine üç rek’at salât-ı vitr kazâsını ve onu müteâkib o günkü vitr namâzı edâ olunur.
Niyyet etdim üzerimde kazâya kalan en evvelki sabâh namâzının iki rek’at farzını, öğle veyâ ikindi namâzının dört rek’at farzını, akşâm namâzının üç rek’at farzını, yâtsı namâzının dört rek’at farzını veyâ üç rek’at vitr namâzını kılmağa diyerek niyyet edib Allâhu Ekber demelidir. Niyyet, kalbî olmalıdır. Kazâ namâzlarının hitâmına değin her gün edâ olunan mikdâr yazılmalıdır. Her gün, görülmesi meşrû’ ve zarûri işlerin hâricindeki zamân, kazâ namâzlarının edâsına tahsîs edilmelidir.
Kaynak: Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (kuddise sirruh) (Şümûs'ul-Meâric)
Bi’l-hesâb: Hesâp ile, hesaplanarak
Sâniyen: İkinci olarak
Sâlisen: Üçüncü olarak
Hitâm: Sona erme, son bulma
Bervech-i zîr: Aşağıda açıklandığı şekilde
Osmanlıca Orjinali:
Sünnetleri kılarken kaza namazına nasıl niyet edilir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sünnetleri kılarken kaza namazına nasıl niyet edilir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SÜNNETLERİ KAZAYA NİYYET EDEREK KILMAK
Kazâ Namâzları (1)
Sual - Kazâya kalmış namâzları olan kimse namâzların sünnetlerini kılmayıb yerlerine kazâ namâzlarını kılsa câiz midir?
Cevâb - Sünen-i revâtib yerine farz kazâ etmek sûretini esâs-ı mezhebde tesâdüf etmedim. Ancak müteahhirîn-i hanefiyyenin kitâblarından birinde gördüm. İsmini şimdi derhâtır edemiyorum. Ama her hâlde gördüğümü ve gördüğüm kitâbın vüsûka şâyân olduğunu biliyorum.
Şeyh’ül-ins ve’l-cinn Abdülkâdir’in Fütûh’ul-Ğayb ismindeki kitâbında şöyle yazılmışdır:
"Yenbeğî li’l-mü’mini en yeşteğile bi’l-ferâizi; fe izâ ferağa minhâ işteğile bi’s-süneni; sümme yeşteğile bi’n-nevâfili. Femâ lem yefrağ mine’l-ferâizi fe’l-iştiğâli bi’s-süneni humkun ve ru’ûnetün. Fe in işteğile bi’s-süneni ve’n-nevâfili kable’l-ferâizi lem yukbel minhû. Ve meselü’l-musallî kemislü’t-tâciri lâ yuhlas lehû ribhahû hattâ ye’huze ra’su mâlihî."*
Kavâid-i esâsiyye-i dîniyyeye göre farzlar var iken hiç bir amel câiz değildir.
Cevâbın ihtisârı: Asıl mezhebde böyle bir meseleye tesâdüf etmedim. Müteahhirîn-i hanefiyyeden bir zâtın kitâbında sünnetler yerine kazâ câizdir diye bir ibâre gördüm.
*Mü’mine yakışan/gereken farzlarla meşgûl olmaktır. Bunlardan boş kaldığında sünnetlerle meşgûl olmak, sonra nafilelerle iştigal etmektir. Farzlardan boş kalmadıkça sünnetlerle meşgûl olmak ahmaklıktır, bönlüktür. Farzlardan önce sünnetlerle ve nafilelerle iştigal ederse bunlar kabul olunmazlar. Namaz kılan için, anaparasını kurtarmadıkça kâr etmiş sayılmayan tacir (tüccar) bir örnektir.
(Not: Arapça metnin transkripsiyonu ve tercümesi için muhterem Takyeddin Zâhid Arvas Bey büyüğümüze teşekkürlerimizi arz ederiz.)
Kaynak: Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (kuddise sirruh) (Sevânih'ul Efkâr ve Sevâmih'ul Enzâr)
Sünen-i revâtib: Vakit namâzlarının farzlarına bağlı olan sünnet namâzlar
Esâs-ı mezheb: Mezhebin aslî kaynakları
Müteahhirîn-i hanefiyye: Son dönem Hanefî âlimleri
Derhâtır etmek: Hatırlamak
Vüsûka şâyân: Güvenilir, itimat edilir
Şeyh’ül-ins ve’l-cinn: İnsânların ve cinlerin şeyhi
Kavâid-i esâsiyye-i dîniyye: Dînin temel kâideleri
Osmanlıca orjinali:
KAZÂ NAMÂZLARI (2)
Evvelâ kazâya kalmış olan namâzların bi’l-hesâb mikdârını ta’yîn etmek lâzımdır. Sâniyen, bir namâzın on dakîka zarfında edâsı kâbil olduğu farz edilse, geçirilen her namâzın akabinde gelen her on dakîkalık müddet içinde o namâz kazâ edilmezse tâ edâ olununcaya kadar her geçen olkadar müddet içîn bir misli günâh ilâve olunur.
Bunun içîndir ki kazâların sür’atle edâsı, hattâ her günkü vakit namâzlarına âid sünnetlerin yerine de kazâ kılmak lâzım ve farz kazâlarının hitâmından sonra sünnetleri dahî kazâ etmek sünnetdir. Sabâh namâzının sünneti çok mühim olduğundan terk edilmeyerek kazâ namazları bervech-i zîr tertîbiyle edâ edilmelidir…
Her günkü öğle namâzının ilk dört rek’at sünneti yerine öğle namâzının dört rek’at kazâ farzını, sâniyen o günkü dört rek’at öğle farzını, sâlisen iki rek’at son sünnet yerine iki rek’at sabâh namâzının kazâ farzını; ikindinin dört rek’at sünneti yerine dört rek’at ikindinin kazâ farzını; akşâmın iki rek’at sünneti yerine üç rek’at akşâmın kazâ farzını; yâtsının ilk dört rek’at sünneti yerine dört rek’at yâtsı kazâ farzını ve iki rek’at son sünneti yerine üç rek’at salât-ı vitr kazâsını ve onu müteâkib o günkü vitr namâzı edâ olunur.
Niyyet etdim üzerimde kazâya kalan en evvelki sabâh namâzının iki rek’at farzını, öğle veyâ ikindi namâzının dört rek’at farzını, akşâm namâzının üç rek’at farzını, yâtsı namâzının dört rek’at farzını veyâ üç rek’at vitr namâzını kılmağa diyerek niyyet edib Allâhu Ekber demelidir. Niyyet, kalbî olmalıdır. Kazâ namâzlarının hitâmına değin her gün edâ olunan mikdâr yazılmalıdır. Her gün, görülmesi meşrû’ ve zarûri işlerin hâricindeki zamân, kazâ namâzlarının edâsına tahsîs edilmelidir.
Kaynak: Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (kuddise sirruh) (Şümûs'ul-Meâric)
Bi’l-hesâb: Hesâp ile, hesaplanarak
Sâniyen: İkinci olarak
Sâlisen: Üçüncü olarak
Hitâm: Sona erme, son bulma
Bervech-i zîr: Aşağıda açıklandığı şekilde
Osmanlıca Orjinali:
Sual - Kazâya kalmış namâzları olan kimse namâzların sünnetlerini kılmayıb yerlerine kazâ namâzlarını kılsa câiz midir?
Cevâb - Sünen-i revâtib yerine farz kazâ etmek sûretini esâs-ı mezhebde tesâdüf etmedim. Ancak müteahhirîn-i hanefiyyenin kitâblarından birinde gördüm. İsmini şimdi derhâtır edemiyorum. Ama her hâlde gördüğümü ve gördüğüm kitâbın vüsûka şâyân olduğunu biliyorum.
Şeyh’ül-ins ve’l-cinn Abdülkâdir’in Fütûh’ul-Ğayb ismindeki kitâbında şöyle yazılmışdır:
"Yenbeğî li’l-mü’mini en yeşteğile bi’l-ferâizi; fe izâ ferağa minhâ işteğile bi’s-süneni; sümme yeşteğile bi’n-nevâfili. Femâ lem yefrağ mine’l-ferâizi fe’l-iştiğâli bi’s-süneni humkun ve ru’ûnetün. Fe in işteğile bi’s-süneni ve’n-nevâfili kable’l-ferâizi lem yukbel minhû. Ve meselü’l-musallî kemislü’t-tâciri lâ yuhlas lehû ribhahû hattâ ye’huze ra’su mâlihî."*
Kavâid-i esâsiyye-i dîniyyeye göre farzlar var iken hiç bir amel câiz değildir.
Cevâbın ihtisârı: Asıl mezhebde böyle bir meseleye tesâdüf etmedim. Müteahhirîn-i hanefiyyeden bir zâtın kitâbında sünnetler yerine kazâ câizdir diye bir ibâre gördüm.
*Mü’mine yakışan/gereken farzlarla meşgûl olmaktır. Bunlardan boş kaldığında sünnetlerle meşgûl olmak, sonra nafilelerle iştigal etmektir. Farzlardan boş kalmadıkça sünnetlerle meşgûl olmak ahmaklıktır, bönlüktür. Farzlardan önce sünnetlerle ve nafilelerle iştigal ederse bunlar kabul olunmazlar. Namaz kılan için, anaparasını kurtarmadıkça kâr etmiş sayılmayan tacir (tüccar) bir örnektir.
(Not: Arapça metnin transkripsiyonu ve tercümesi için muhterem Takyeddin Zâhid Arvas Bey büyüğümüze teşekkürlerimizi arz ederiz.)
Kaynak: Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (kuddise sirruh) (Sevânih'ul Efkâr ve Sevâmih'ul Enzâr)
Sünen-i revâtib: Vakit namâzlarının farzlarına bağlı olan sünnet namâzlar
Esâs-ı mezheb: Mezhebin aslî kaynakları
Müteahhirîn-i hanefiyye: Son dönem Hanefî âlimleri
Derhâtır etmek: Hatırlamak
Vüsûka şâyân: Güvenilir, itimat edilir
Şeyh’ül-ins ve’l-cinn: İnsânların ve cinlerin şeyhi
Kavâid-i esâsiyye-i dîniyye: Dînin temel kâideleri
Osmanlıca orjinali:
KAZÂ NAMÂZLARI (2)
Evvelâ kazâya kalmış olan namâzların bi’l-hesâb mikdârını ta’yîn etmek lâzımdır. Sâniyen, bir namâzın on dakîka zarfında edâsı kâbil olduğu farz edilse, geçirilen her namâzın akabinde gelen her on dakîkalık müddet içinde o namâz kazâ edilmezse tâ edâ olununcaya kadar her geçen olkadar müddet içîn bir misli günâh ilâve olunur.
Bunun içîndir ki kazâların sür’atle edâsı, hattâ her günkü vakit namâzlarına âid sünnetlerin yerine de kazâ kılmak lâzım ve farz kazâlarının hitâmından sonra sünnetleri dahî kazâ etmek sünnetdir. Sabâh namâzının sünneti çok mühim olduğundan terk edilmeyerek kazâ namazları bervech-i zîr tertîbiyle edâ edilmelidir…
Her günkü öğle namâzının ilk dört rek’at sünneti yerine öğle namâzının dört rek’at kazâ farzını, sâniyen o günkü dört rek’at öğle farzını, sâlisen iki rek’at son sünnet yerine iki rek’at sabâh namâzının kazâ farzını; ikindinin dört rek’at sünneti yerine dört rek’at ikindinin kazâ farzını; akşâmın iki rek’at sünneti yerine üç rek’at akşâmın kazâ farzını; yâtsının ilk dört rek’at sünneti yerine dört rek’at yâtsı kazâ farzını ve iki rek’at son sünneti yerine üç rek’at salât-ı vitr kazâsını ve onu müteâkib o günkü vitr namâzı edâ olunur.
Niyyet etdim üzerimde kazâya kalan en evvelki sabâh namâzının iki rek’at farzını, öğle veyâ ikindi namâzının dört rek’at farzını, akşâm namâzının üç rek’at farzını, yâtsı namâzının dört rek’at farzını veyâ üç rek’at vitr namâzını kılmağa diyerek niyyet edib Allâhu Ekber demelidir. Niyyet, kalbî olmalıdır. Kazâ namâzlarının hitâmına değin her gün edâ olunan mikdâr yazılmalıdır. Her gün, görülmesi meşrû’ ve zarûri işlerin hâricindeki zamân, kazâ namâzlarının edâsına tahsîs edilmelidir.
Kaynak: Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (kuddise sirruh) (Şümûs'ul-Meâric)
Bi’l-hesâb: Hesâp ile, hesaplanarak
Sâniyen: İkinci olarak
Sâlisen: Üçüncü olarak
Hitâm: Sona erme, son bulma
Bervech-i zîr: Aşağıda açıklandığı şekilde
Osmanlıca Orjinali:
Sünnetleri kılarken kaza namazına nasıl niyet edilir?
Sual: Sünnetleri kılarken kaza namazına nasıl niyet edilir?
CEVAP
Seyyid Abdülhakim Arvâsî hazretleri, (Dört mezhebe göre de, yıllarca kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kazaya da niyet ederek kılmalıdır. Sabah namazından başka dört vakit namazın sünnetlerini ve Cuma namazlarının ilk, son ve vakit sünnetlerini kılarken, kılınmamış farz namazını da ve akşamla yatsının son sünnetini kılarken, üç rekât akşam ve vitir namazını da kaza etmeye niyet ederek kılmalıdır. Böyle olduğunu ispat eden deliller, Hanefî âlimlerinin kitaplarında pek çoktur.) buyuruyor. (S. Ebediyye)
Kaza namazlarını kılıp bir an önce farz borcundan kurtulmak lazımdır. Fırsat buldukça kaza namazı kılmalıdır. Hesabın kolay olması için, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edilirse ve aşağıda bildirildiği gibi kılınırsa, bir günlük kaza namazı kılınmış olur.
Sabah namazının sünnetine vacib diyen âlimler de olduğu için sabah namazının sünnetine sünnet diye niyet etmelidir.
Öğle namazının ilk dört rekat sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış öğle namazının farzını ve öğlenin ilk sünnetini kılmaya) diye niyet edilir. Aynen farz gibi kılınır. Son iki rekatta zamm-ı sure okunsa da olur, okunmasa da olur. Çünkü dört rekatlı farz namazların son iki rekatında zamm-ı sure okumakta mahzur yoktur.
Öğle namazının son sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış sabah namazının farzını ve öğlenin son sünnetini kılmaya) diye niyet edilir.
İkindi namazının sünnetini kılarken de, (İlk kazaya kalmış ikindi namazının farzını ve vaktin sünnetini kılmaya) diye niyet edilir.
Akşam namazının sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış akşam namazının farzını ve vaktin sünnetini kılmaya) diye niyet edilir ve [akşam namazı gibi] üç rekat kılınır. Üç rekat nafile olmadığı için, böyle niyet uygun olmaz sananlar var. Peygamber efendimiz, akşamın farzından sonra 2, 4, 6 rekat sünnet kılmıştır. Bir kimse de akşamın farzından sonra herhangi bir namaz kılarsa, bu sünneti yerine getirmiş olur.
Yatsı namazının ilk sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış yatsı namazının farzını ve vaktin sünnetini kılmaya) diye niyet edilir.
Yatsının son sünnetini kılarken de, (İlk kazaya kalmış vitir vacibi ve yatsının son sünnetini kılmaya) diye niyet ederek üç rekat vitir namazı kılınır. Burada da farzdan sonra, bir namaz kılındığı için sünnet yerine gelmiş olur.
Böylece bir günlük kaza namazı kılınmış olur, sünnetler de terkedilmiş olmaz. Bir kişi, böyle kaza kılarken vaktin sünnetine diye niyet etmese de yine sünneti terk etmiş olmaz. Çünkü sünnet, vaktin farzından başka bir namaz kılmak demektir. (N. Fıkhıyye)
Kaza namazı her zaman kılınır. Sadece akşama 45 dakika kala, güneş doğduktan sonra 50 dk geçinceye kadar ve öğleye 20 dk kalınca kaza kılınmaz. Bunun haricinde her zaman kaza kılınır.
Cumanın sünnetlerini ve teravih namazını, kuşluk, evvabin, teheccüd gibi nafile namazları kılarken de aynı şekilde niyet edilir. Mesela gece kalkan kimse, abdest aldıktan sonra, (İlk kazaya kalan … namazının farzını ve teheccüd namazı ve sübha namazı kılmaya) diye niyet edebilir.
İstihare namaz, hacet namazı gibi nadiren kılınan istisna nafile namazlarda, küsuf ve husuf namazları cemaatle kılındığı zaman, kazaya niyet edilmez. Bunlar ne namazı ise o niyetle, yani nafile niyetiyle kılınır.
Kaza kılarken erkeklerin ezan ve ikamet okuması sünnettir. Birden fazla kaza namazı kılarken, her defasında ezan okunmasa da olur. İkameti okumalıdır.
Cumanın ilk sünnetini kılarken, (Cumanın sünnetini ve ilk kazaya kalmış öğle [ikindi veya yatsı] namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. Cumanın farzından sonra 10 rekat namaz kılınır. Bunun ilk dört rekatını kılarken, (Cumanın son sünnetine ve ilk kazaya kalmış öğle [ikindi veya yatsı] namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. İkinci dört rekatı kılarken, (Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir ve farz gibi kılınır. Buna zuhr-i ahir namazı denir, mutlaka kılmalıdır. Cuma namazı kabul olmazsa, bu namaz o günün öğle namazı yerine geçer. Sonra iki rekat daha kılınır, buna da (Vaktin son sünnetini ve ilk kazaya kalmış sabah namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir.
Teravih namazını cemaatle kılmak, sünnet-i kifayedir. Yani, cemaatle kılanlar varsa, bu sünnet yerine gelmiş olur. Teravih kılarken, kazaya da niyet etmelidir. (İlk kazaya kalan … namazına ve teravih namazına) diye niyet edilir. Teravih namazı da, bir günlük kaza namazı da, 20 rekat olduğu için, bir günlük kaza kılan, teravihi de kılmış olur. Kaza kılarken, teravih dualarını da bunların arasında okuyabilir.
Camide veya evde, cemaat ile teravih kılındığı zaman, kaza borcu olan veya imamın namazının sahih olduğuna güvenmeyen kimse, namaza yeni başlayanlara önayak olup, onları namaza alıştırmak ve dedikodu, fitne çıkmasını önlemek için, cemaat ile teravih kılar. Fakat, bu imama uymaz. Niyet etmiş görünür. Kendisi, yapabilirse kaza kılar. İmam, iki rekatta bir selam veriyorsa, sabah namazı farzlarını, dört rekatta bir selam veriyorsa, diğer farzları kaza etmeğe de niyet eder. Kaza namazına da niyet edince, imamın hareketlerine uyamaz ise, yalnız teravih kılmaya niyet ederek böyle imama da uyar. Fakat, imama uymaya niyet etmeden, imamla birlikte hareket ederek kaza kılmak zor olduğu için, camiye gitmek zorunda kalan, yalnız teravih kılmaya niyet ederek imama uyar. Şafii’de ise, başka namaz kılan imama uymak caiz olduğu için, teravih kılan imama uyarak kaza namazı kılabilir; fakat bunun için Şafii mezhebi taklit edilmez. Ancak Şafii olan, böyle kılabilir.
Sual: Diğer sünnetleri kılarken kazaya niyet ettiğimiz halde sabahın sünnetini kılarken niye kazaya da niyet etmiyoruz?
CEVAP
Sabahın sünneti, diğer sünnetlere göre çok kuvvetlidir. Bazı âlimler vacib olduğunu bildirmişlerdir. Bunun için özür yokken sabahın sünnetini oturarak veya hayvan üzerinde kılmak caiz değildir. (Dürr-ül muhtar)
Nafileleri özürsüz oturarak kılmak caizdir. Yalnız sabah namazının sünneti bundan müstesnadır. (Merakıl-felah)
Nihaye, Hazain ve diğer kitaplara göre, sabah namazının sünnetinin vacip olduğunu bildiren âlimler vardır. (Redd-ül-muhtar)
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Sizi atlılar kovalasa da, sabahın iki rekat sünnetini bırakmayın.) [Ebu Davud]
(Vitir ile sabah namazının sünneti bana farzdır.) [İ.Ahmed, Taberani]
(Sabah namazının iki rekat sünneti dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.) [Müslim, Tirmizi, İ.Ahmed]
Hazret-i Aişe validemiz, (Resulullah, sabah namazının iki rekat nafilesine [yani sünnetine] diğer nafilelerden daha çok önem verirdi) buyurdu. (Buhari)
Resulullahın, sabahın farzından önce iki rekat nafileden sonra, öğlenin farzından önce de dört rekat nafile namaza da önem verdiği bildirildi. (Buhari)
Yukarıda bildirilen sebeplerden dolayı, sabah namazının sünneti yerine kaza kılınmamaktadır.
CEVAP
Seyyid Abdülhakim Arvâsî hazretleri, (Dört mezhebe göre de, yıllarca kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kazaya da niyet ederek kılmalıdır. Sabah namazından başka dört vakit namazın sünnetlerini ve Cuma namazlarının ilk, son ve vakit sünnetlerini kılarken, kılınmamış farz namazını da ve akşamla yatsının son sünnetini kılarken, üç rekât akşam ve vitir namazını da kaza etmeye niyet ederek kılmalıdır. Böyle olduğunu ispat eden deliller, Hanefî âlimlerinin kitaplarında pek çoktur.) buyuruyor. (S. Ebediyye)
Kaza namazlarını kılıp bir an önce farz borcundan kurtulmak lazımdır. Fırsat buldukça kaza namazı kılmalıdır. Hesabın kolay olması için, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edilirse ve aşağıda bildirildiği gibi kılınırsa, bir günlük kaza namazı kılınmış olur.
Sabah namazının sünnetine vacib diyen âlimler de olduğu için sabah namazının sünnetine sünnet diye niyet etmelidir.
Öğle namazının ilk dört rekat sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış öğle namazının farzını ve öğlenin ilk sünnetini kılmaya) diye niyet edilir. Aynen farz gibi kılınır. Son iki rekatta zamm-ı sure okunsa da olur, okunmasa da olur. Çünkü dört rekatlı farz namazların son iki rekatında zamm-ı sure okumakta mahzur yoktur.
Öğle namazının son sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış sabah namazının farzını ve öğlenin son sünnetini kılmaya) diye niyet edilir.
İkindi namazının sünnetini kılarken de, (İlk kazaya kalmış ikindi namazının farzını ve vaktin sünnetini kılmaya) diye niyet edilir.
Akşam namazının sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış akşam namazının farzını ve vaktin sünnetini kılmaya) diye niyet edilir ve [akşam namazı gibi] üç rekat kılınır. Üç rekat nafile olmadığı için, böyle niyet uygun olmaz sananlar var. Peygamber efendimiz, akşamın farzından sonra 2, 4, 6 rekat sünnet kılmıştır. Bir kimse de akşamın farzından sonra herhangi bir namaz kılarsa, bu sünneti yerine getirmiş olur.
Yatsı namazının ilk sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış yatsı namazının farzını ve vaktin sünnetini kılmaya) diye niyet edilir.
Yatsının son sünnetini kılarken de, (İlk kazaya kalmış vitir vacibi ve yatsının son sünnetini kılmaya) diye niyet ederek üç rekat vitir namazı kılınır. Burada da farzdan sonra, bir namaz kılındığı için sünnet yerine gelmiş olur.
Böylece bir günlük kaza namazı kılınmış olur, sünnetler de terkedilmiş olmaz. Bir kişi, böyle kaza kılarken vaktin sünnetine diye niyet etmese de yine sünneti terk etmiş olmaz. Çünkü sünnet, vaktin farzından başka bir namaz kılmak demektir. (N. Fıkhıyye)
Kaza namazı her zaman kılınır. Sadece akşama 45 dakika kala, güneş doğduktan sonra 50 dk geçinceye kadar ve öğleye 20 dk kalınca kaza kılınmaz. Bunun haricinde her zaman kaza kılınır.
Cumanın sünnetlerini ve teravih namazını, kuşluk, evvabin, teheccüd gibi nafile namazları kılarken de aynı şekilde niyet edilir. Mesela gece kalkan kimse, abdest aldıktan sonra, (İlk kazaya kalan … namazının farzını ve teheccüd namazı ve sübha namazı kılmaya) diye niyet edebilir.
İstihare namaz, hacet namazı gibi nadiren kılınan istisna nafile namazlarda, küsuf ve husuf namazları cemaatle kılındığı zaman, kazaya niyet edilmez. Bunlar ne namazı ise o niyetle, yani nafile niyetiyle kılınır.
Kaza kılarken erkeklerin ezan ve ikamet okuması sünnettir. Birden fazla kaza namazı kılarken, her defasında ezan okunmasa da olur. İkameti okumalıdır.
Cumanın ilk sünnetini kılarken, (Cumanın sünnetini ve ilk kazaya kalmış öğle [ikindi veya yatsı] namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. Cumanın farzından sonra 10 rekat namaz kılınır. Bunun ilk dört rekatını kılarken, (Cumanın son sünnetine ve ilk kazaya kalmış öğle [ikindi veya yatsı] namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. İkinci dört rekatı kılarken, (Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir ve farz gibi kılınır. Buna zuhr-i ahir namazı denir, mutlaka kılmalıdır. Cuma namazı kabul olmazsa, bu namaz o günün öğle namazı yerine geçer. Sonra iki rekat daha kılınır, buna da (Vaktin son sünnetini ve ilk kazaya kalmış sabah namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir.
Teravih namazını cemaatle kılmak, sünnet-i kifayedir. Yani, cemaatle kılanlar varsa, bu sünnet yerine gelmiş olur. Teravih kılarken, kazaya da niyet etmelidir. (İlk kazaya kalan … namazına ve teravih namazına) diye niyet edilir. Teravih namazı da, bir günlük kaza namazı da, 20 rekat olduğu için, bir günlük kaza kılan, teravihi de kılmış olur. Kaza kılarken, teravih dualarını da bunların arasında okuyabilir.
Camide veya evde, cemaat ile teravih kılındığı zaman, kaza borcu olan veya imamın namazının sahih olduğuna güvenmeyen kimse, namaza yeni başlayanlara önayak olup, onları namaza alıştırmak ve dedikodu, fitne çıkmasını önlemek için, cemaat ile teravih kılar. Fakat, bu imama uymaz. Niyet etmiş görünür. Kendisi, yapabilirse kaza kılar. İmam, iki rekatta bir selam veriyorsa, sabah namazı farzlarını, dört rekatta bir selam veriyorsa, diğer farzları kaza etmeğe de niyet eder. Kaza namazına da niyet edince, imamın hareketlerine uyamaz ise, yalnız teravih kılmaya niyet ederek böyle imama da uyar. Fakat, imama uymaya niyet etmeden, imamla birlikte hareket ederek kaza kılmak zor olduğu için, camiye gitmek zorunda kalan, yalnız teravih kılmaya niyet ederek imama uyar. Şafii’de ise, başka namaz kılan imama uymak caiz olduğu için, teravih kılan imama uyarak kaza namazı kılabilir; fakat bunun için Şafii mezhebi taklit edilmez. Ancak Şafii olan, böyle kılabilir.
Sual: Diğer sünnetleri kılarken kazaya niyet ettiğimiz halde sabahın sünnetini kılarken niye kazaya da niyet etmiyoruz?
CEVAP
Sabahın sünneti, diğer sünnetlere göre çok kuvvetlidir. Bazı âlimler vacib olduğunu bildirmişlerdir. Bunun için özür yokken sabahın sünnetini oturarak veya hayvan üzerinde kılmak caiz değildir. (Dürr-ül muhtar)
Nafileleri özürsüz oturarak kılmak caizdir. Yalnız sabah namazının sünneti bundan müstesnadır. (Merakıl-felah)
Nihaye, Hazain ve diğer kitaplara göre, sabah namazının sünnetinin vacip olduğunu bildiren âlimler vardır. (Redd-ül-muhtar)
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Sizi atlılar kovalasa da, sabahın iki rekat sünnetini bırakmayın.) [Ebu Davud]
(Vitir ile sabah namazının sünneti bana farzdır.) [İ.Ahmed, Taberani]
(Sabah namazının iki rekat sünneti dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.) [Müslim, Tirmizi, İ.Ahmed]
Hazret-i Aişe validemiz, (Resulullah, sabah namazının iki rekat nafilesine [yani sünnetine] diğer nafilelerden daha çok önem verirdi) buyurdu. (Buhari)
Resulullahın, sabahın farzından önce iki rekat nafileden sonra, öğlenin farzından önce de dört rekat nafile namaza da önem verdiği bildirildi. (Buhari)
Yukarıda bildirilen sebeplerden dolayı, sabah namazının sünneti yerine kaza kılınmamaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)