*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
*Ravda-i mutahhara*’da dört *Kabir* var. Dördüncüsü *Boş*’dur. Kıyâmete yakın, *Îsâ* aleyhisselâm gökden *Şam*’a inecek, vefât edince, oraya *Defn* olacakdır.
Cenâb-ı Hakkın *Ni’met*’leri içinde yüzüyoruz kardeşim. Ama diyeceksiniz ki; Çeşitli hastalıklarımız var. Olsun, onlar da *Ni’met*’dir efendim. *Hastalık* da ni’metdir.
Dünyânın en *Bahtiyâr* insanlarıyız kardeşim. Neden çok bahtiyârız? Çünkü Rabbimiz bizi *İnsan* olarak yaratmış. Sonra *Müslümân* yaratmış.
Sonra Sevgili Habîbine *Ümmet* yaratmış. Ne büyük *Seâdet*’dir bunlar. En mühimi de, sevdiklerinin *Yolu*’nu göstermiş.
O *Büyük*’leri tanıtmış ve sevdirmiş. Bu, en büyük *Ni’met*’dir. Onun için çok bahtiyârız.
● ● ●
*Üç kızı* olan Cennete kolay girer. *İki kızı* olan da Cennete kolay girer. *Bir kızı* olan da.
*Kız* babalarının *Rızk*’ı geniş olur. Çünkü kız çocuklarının rızkı, babalarının *Eli* ile gelir.
Büyükler buyuruyor ki: *Ya hayr söyle, ya da sus!* Bu odada büyüklerin isimleri var.
*İmâm-ı Rabbânî* hazretlerinin ismi var. Onun için şimdi buraya *Feyz* ve *Bereket* iniyor.
Abdülhakim Arvasi Efendi hazretleri bir gün; *Allahü teâlâ her an hâzırdır ve nâzırdır*, buyurdu. Yâni her şeyi, her an, *Görür* ve *Bilir*.
*Evliyâ* ise ancak çağırıldığı zaman orada *Hâzır* olur. Çağırılmadan, hâtırlamadan *Gelmez*.