Necip Fazıl anlatıyor: Varlığın Tacına dair, Zonguldak‘ta yazdığım yazı “Ya Muhammed!’diye başlıyordu.Efendi hazretleri, ‘Onu çıkar oradan, Allahu teala’nın Resul’üne,has ismiyle ve nida siygasıyla hitap olunmaz.’ buyurdular. ‘Niçin efendim’diye sordum.’Haya meselesi! Allahu teala bile, Kur’an-ı Kerim’de,sevgilisine, has ismiyle nida ederek hitap etmedi buyurdu.’Bir gün efendi hazretlerine ‘Efendim;son günlerde bir modadır tutturuldu en adi işlerde yarattık, yarattığımız,yarattığınız diye konuşuyorlar. Olur mu bu?’diye sordum.”Türkçede(yaratmak),halk etmek manasındadır.Ancak Allahu Taala yaratır.Olmaz,olmaz!İnsani fiillere bu tabir yakıştırılamaz buyurdu.Hristiyanların hallerinden, nispet iddia ettikleri Hazreti İsa’nın kim bilir ne kadar muazzeb olduğu tarzındaki görüşüme Efendi gayet sert: ‘Nebi‘dir muazzeb olmaz!’ buyurdular.Halbuki ben,muazzeb kelimesini yanlışlıkla “razı değil” manasına kullanmıştım.Lisana ve kelimeye dikkat şuuruna ait emir, ancak bu kadar güzel verilebilirdi.
