Mektubat-ı Masumiyye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mektubat-ı Masumiyye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Birinci Cild 80. Mektûb (Mektubatı Masumiyye)

Allahu teâlâ sizi, arzularınıza kavuştursun. Belki bütün arzûlardan kalbinizi boşaltsın ve kendi irâdesi ile bulundursun. Kulluk makamı olan yokluk ve kendinden haberi olmamak, varlık ve kendinde olmanın işaret ve alâmeti olan istek ve arzûyla bulunmak gibi değildir. Varlık noktası ve benlik davası, muhibbin, ya’nî sevenin kalbinde Kafdağı gibi ve Sedd-i İskender gibidir. Ezelî bir ihsân olmayınca, bunları aşmak imkânsızdır. Manevî kuvvetle bir çekilme olmadan, yalnız sûrî ameller ile, bu girdâbdan kurtulunmaz. Aşk ateşi kalbde, alev alev parlamayınca, sevgiliden başka bütün sevilenler bu ateş ile yanmayınca, bu kasırga ve fırtınadan kurtulmak muhâldir. Sâlik, kendi arzûsuna bağlı olduğu müddetçe, irâde, istek sâhibidir. İrâdeden, istekten ve bütün arzûlardan geçer ve Allahu teâlânın irâdesi ile sıfatlanırsa, irâde, istek ve müridlik makamından kurtulur. Üstâdlık makamına lâyık olur. Bu zamanda evliyâlığın ilk kemâl mertebesi olan bu hâl ve bunun gibi evliyâlığın diğer olgunlukları, yüksek önderimiz, imâmların imâmı, doğru yolu göstericimiz İmâm- ı Rabbânî’nin (kuddise sırruh) feyizli mezârından, elde edilmektedir. O nûrlu bahçede hizmet edenler, hattâ etraftan, civârlardan sıdk ile gelen talebeler, o temiz yüksek yere ihtiyaç yüzlerini iştiyakla sürünce, bu saâdet ve devletten istifâde ediyor, o feyze kavuşuyorlar. Muhabbet şarabından, o huzûrda bir yudum içince, yüzlerce coşma, kaynama ve dalgalanma ile, kendilerinden geçiyor, matlûb ve maksuduna götürülüyorlar. Onların hallerini şu beyit ne güzel anlatıyor:


 *Vakta ki sâkî şaraba afyon kattı,* 

 *Sarhoşlarda ne baş ne başlık kaldı.*


Safâ yolunda gidenler de bunu gayet iyi görmektedirler. Onun esrar denizinden elde edilen cevher, diğer yerlerde bulunmaz. O muhabbet meclisinden, arzû edenlerin şevk ile arayanların damağına değen bir yudum şerbet, âlemi de, kendini de unutturuyor.


 *Burada bitsin artık, aklı olanlar anlar,*

 *İki kere seslendim, duymak isteyen duyar.*


Alıntı Şuradan:

Muhammed Ma'sûm ve Ezkâr-ı Ma'sumiyye

Süleyman Kuku ( A.Fârûk Meyân)

153 cü MEKTÛB TERCEMESİ

 🌹 Muhammed Ma’sûm hazretleri, şeyh Ebülmekârime yazdığı, üçüncü cild, 153.cü mektûbda buyuruyor ki; 


♦️ İslâm âlimi aramak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarını bulup okumak lâzımdır. 

Geçen her gün, çok kıymetlidir. 

Dünyâya bir dahâ gelmek yokdur. 

En büyük ni’met, sohbetdir. 


♦️ Ya’nî, Ehl-i sünnet âliminin yanında bulunup, onun sözlerinden [ve nefeslerinden] istifâde etmekdir. 


✅ Üveys-i Karnî, Resûlullahı çok sevdiği ve gece gündüz ibâdet etdiği hâlde, Onun yanına kavuşmakla şereflenen Eshâb-ı kirâmın hiçbirinin derecesine eremedi.


♦️ Akıllı, uyanık bir kimse, geçmiş mürşidlerden herhangi birini çok severse, [kalbini Onun kalbine çevirirse], Onun mubârek kalbindeki feyzlerden, bereketlerden, bunun kalbine de elbette akar. Çok ma’rifetlere kavuşur. Fekat, vilâyet derecelerine kavuşmak için, sohbet lâzımdır. 


🌺 Bu kısa hayâtda, mürşid-i kâmilden feyz alarak ve çok zikr ederek, ebedî se’âdete kavuşanlara müjdeler olsun!