Bu dînin esâsı kalbi hastalıkdan kurtarmaktır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bu dînin esâsı kalbi hastalıkdan kurtarmaktır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bu dînin esâsı kalbi hastalıkdan kurtarmaktır

 *Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*


İnsan vücûdunda en kıymetli organ, *Kalp* dir. Bu dînin esâsı da, bu kalbi *Hastalık* dan kurtarmakdır. Nedir o hastalık? Kalbi hasta yapan şey nedir? *Nefsimiz*.


Hepimizin içinde bir *Düşman* var kardeşim. Hem Allaha düşman, hem bize düşman. O da, insanın kendi *Nefsi* dir. Yâni düşman içimizde, dışarda değil. O da kendi *Nefsimiz* dir. 


İşte bu nefsin, kalbe akıtdığı o *Zehire* karşı, bir *Panzehir* lâzım. Büyükler buyuruyorlar ki: Nefse karşı olan o panzehir, ya o büyük zâtların *Kendi* leridir veyâ *Eser* leridir. 


Eserleri deyince, ne anlıyacağız? Yâni o büyük zâtların *Kitap* ları ve *Talebe* leridir. 


Onun için, bizim *Âbiler* den birine rastlıyan, kurtulur efendim. Bizim *Kitap* lara kavuşan, bizim *Âbi* lere rastlıyan, kurtulur. Onun için biz çok *Şanslı* yız.

● ● ● 

Eskiden *Ezân* okunurken herkes işini gücünü *Bırakırdı*. Nasıl mı? Meselâ demirci demir dövüyor, çekici kaldırmış, tam vuracak. O anda müezzin *Allahü Ekber!* diyor.


O bunu işitince *Çekici* vurmuyor, indiriyor ve yavaşça kenara koyuyor. Neden? *Ezân* okunuyor diye. 


Çekici kaldırmış, demire vuracak, demiri dövecek, tam kaldırdığı zaman *Allahü ekber!* diye ezânı işitiyor, vurmuyor onu artık. 


*Ezân okunurken iş görülmez* diyor ve yavaşca yanına bırakıyor. Eskiden öyleydi. Ezâna *Hürmet* edilirdi. Şimdi nerde kardeşim? Nerdeee? 

● ● ● 

Yemekden sonra ne okuyoruz? *Elhamdü lillâhillezî eşba’nâ ve ervânâ min gayri havlin minnâ velâ kuvveh. Allahümme et’imhüm kemâ et’amûnâ.* 


Buraya kadar, Abdülhakîm Arvasi Efendi hazretlerinin *Duâsı* dır. Bu kadar duâ ederdi Efendi hazretleri. Sonra bendeniz, ona bir ilâve yapdım. 


*Allahümmerzuknâ kalben takiyyen mineşşirki beriyyen lâ kâfiren ve şakiyyâ velhamdü lillâhi rabbil’âlemîn*. 


Bizim ilâvemiz bu kadar. Diyeceksiniz ki: *Sen kim oluyorsun da bunu ilâve yapıyorsun?* Evet ama bizim kendi sözümüz değil ki bu. 


Peygamber Efendimizin *Duâsı*. Onun *Sözü*. Berât gecesinde, Efendimiz aleyhisselâm secdede bu *Duâyı* okurmuş. Kitapda gördüm ve onu *Yemek duâsı* na ilâve etdim efendim.