Dinde reformcu diyor ki:
*(İlm, tefekkür ve istidlâl sâhibi gerçek âlimlerin birer birer ortadan çekilmesiyle sonradan gelenler, sâdece onların söylediklerini harfi harfine nakl ediyorlardı. Zemânın geçmesiyle bunların fâidesi de kalmadı)*
Cevap: Dinde reformcu, sonra gelen din adamlarını kötülemekle *(Her yüz senede bir müceddid gelir. Bu dîni kuvvetlendirir)* hadîs-i şerîfini de inkâr etmiş oluyor.
Evet, müslümânların bir kısmı bozuldu. *Yetmişiki bozuk fırka meydâna geldi.*
Fekat, *müslümânların bir kısmının bozulması demek, islâmiyyetin bozulması demek değildir*.
*Her asrda, her zemân, hiç bozulmıyan, Eshâb-ı kirâmın yolundan ayrılmıyan, hakîkî, sâlih müslimânlar da vardı.*
Hadîs-i şerîf, bunların her asırda mevcûd olacağını haber veriyor. Bunlara *(Ehl-i sünnet vel cemâ’at)* denir.
*Ehl-i sünnet âlimleri dünyânın her yerinde, her asırda, insanları irşâd etdiler.*
*Hiçbir süâli cevâbsız bırakmadılar*.
Müslimânları, *bid’at sâhiblerinin ve dinde reformcuların yalanlarına aldanmakdan korudular.*
*İslâmiyetin kıyâmete kadar bozulmayacağını, Allahü teâlâ haber vermiştir.*
*Ehl-i sünnet âlimi demek, dört mezhebden birinin âlimi* demekdir.
Faideli Bilgiler - Sayfa 112, 114