*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
*(Yâ Ebâ Hüreyre!)* diye başlıyan uzun bir hadîs-i şerîf var. O hadîs-i şerîfde şöyle buyuruluyor: Yâ Ebâ Hüreyre! Allahın *(Kulları)* na, Allahın *(Dîni)* ni öğret.
Onları öğretmeye giderken basdığın *(Yer)* lere melekler *(Kanat)* larını serer. Gökdeki melekler, yerdeki hayvanlar, havadaki kuşlar, denizdeki balıklar, senin için *(Duâ)* ederler.
Kıyâmetde sana öyle bir *(Makâm)* ihsân olunur ki, Peygamberler *(Gıpta)* eder, diyor hadîs-i şerîf. Elhamdülillah, sizler bu *(Müjde)* ye mazhar olan kişilersiniz.
Onun için çok *(Bahtiyâr)* sınız kardeşim. Cenâb-ı Hakkın bu ni’metine karşı çok *(Şükr)* edin. Evet, belki bu hizmetinizde çok *(Sıkıntı)* lar çekdiniz.
Çok üzüldünüz. Çok *(Ye’se)* düşdüğünüz anlar oldu. Ammâ Evliyâ-yı kirâmın, hattâ Eshâb-ı kirâmın çekdiği *(Sıkıntı)* lar daha *(Fazla)* idi.
Onlar sizin çekdiğiniz sıkıntılardan kat kat *(Fazla)* sını çekdiler. Bu sıkıntılar, hizmet edenlerin hizmet *(Aşkı)* nı ve *(Hevesi)* ni artdırır efendim.
Etrâf düşman dolu. *(Ehl-i sünnet)* îtikâdı, balta girmemiş ormanların en ücrâ köşesindeki *(Âb-ı hayât)* gibidir. O sudan bir *(Damla)* içenler, sonsuz Cennete gider.
İşte bu Büyüklerin *(Sohbet)* leri, *(Kitap)* ları ve *(Kendi)* leri, âb-ı hayâtdır kardeşim. Onu içenler, o gıdâ ile büyüyenler, *(Sonsuz)* olarak Cenâb-ı Hakkın râzı olduğu yerde buluşacaklardır.
Bütün sohbetlerin özeti, bütün vaazların özeti, bütün nasîhatlerin özeti, bir *(Allah adamı)* na, bir *(Mürşid-i kâmil)*e kavuşmakdır.
Dünyâda en *(Zor)* iş, budur. Ona *(Kim)* kavuşursa, o, her *(Şeye)* kavuşmuş demekdir.