*Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri buyuruyor ki:*
Peygamber Efendimiz aleyhisselâm buyuruyorlar ki: *(Sâlih)* müslümânlar, yalnız *(Namaz)* la, *(Oruç)* la, yalnız *(İbâdet)* le Cennete girmezler.
Allahü teâlâ, sâlih müslümânlara üç husûsiyet vermişdir. Birincisi, onlar *(Cömert)* dirler. Allahın kullarına *(İnfak)* ederler, *(İhsân)* ederler, onları *(Sevindirir)* ler.
İkincisi, onların kalbinde hiçbir *(Mü’mine)* karşı, *(Kin)* ve *(Nefret)* yokdur. Yâni bütün müslümânları severler, muhabbet beslerler.
Üçüncüsü de, onlar *(Emr-i mâruf)* yaparlar. Yâni insanlara *(İslâmiyeti)* öğretirler, Allahın dînini her tarafa *(Yayar)* lar. En mühimi de budur efendim.
● ● ●
Başarılı olmanın sırrı, *(İstiğfâr)* dır, *(Tövbe)* dir. Çünkü her iyiliğe engel, *(Günâh)* işlemekdir Onun da ilâcı, istiğfâr etmekdir.
Peygamber Efendimiz; *(İ’mel vestağfir)* buyuruyor. Ne demek bu? Yâni *(İbâdet)* yapsan da, *(Hizmet)* etsen de, *(Cihâd)* yapsan da, arkasından *(Tövbe)* et.
*(İ’mel)* amel et, amel işle. *(Vestağfir)* arkasından tövbe istiğfâr et. *(Estağfirullah)* demek, her sıkıntıya *(Devâ)* dır.
*(Li külli şey’in şifâün)* Allahü teâlânın yaratdığı her derdin bir şifâsı vardır. Onu arayıp bulmak lâzım.
*(Şifâül kalbi, zikrullah)* Kalbin şifâsı da, zikrullahdır. Yâni Allahı anmakdır, Onu hâtırlamakdır.
İşte *(Namaz)* kılmak, *(Kur’ân-ı kerîm)* okumak, *(Sohbet)* etmek, bunların hepsi, kalbin *(Şifâ)* sıdır. Niçin? Çünkü Allahı hâtırlatıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder