İSMAİL YAĞCI ABİNİN ARDINDAN

Allahü teala rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşaallah amin. 


BİR HATIRA


Seneler önce idi. İHLAS FİNANS krizinden sonraki yıllarda. 

Tam senesini hatırlamıyorum.


O tarihte İstanbulda oturuyorum işimde orada idi.


İstanbul'dan Afyona gelmiştim. Oradan da ilçem SİNANPAŞA’ya doğru yola çıktım. 

Afyon - Antalya kavşağından ilçeye gitmek için döndüğümde yolun sağ tarafında elinde kocaman tekerlekli bir valizle biri bekliyor. Baktığımda önce gözlerime inanamadım. 

Bu kişi Rahmetli İsmail Yağcı abi idi. Hemen yolun sağına yanaştım. Arabadan indim selam verdim elini öptüm. O öptürmek istemedi ama ben çoktan öpmüştüm. 

Hemen kendimi tanıttım.

(Beni İstanbul'dan ismen bilmese de sima olarak tanıdığı, bildiği için hiç yabancılık çekmedi.)


Dedim, "İsmail abi hayırdır ne oldu abi? Niye burada tek başınıza bekliyorsunuz. Sana nasıl yardımcı olabilirim? Ben ilçeme gidiyorum sizi orada misafir edeyim, ev de çok müsait buyurun gidelim" dedim.


- Fuat abi! Allahü teala razı olsun çok teşekkür ederim. Ben buradan otostop yapıp bir kamyoncuyla yola devam edeceğim. İnşaallah şimdi biri gelir. Burdur - Isparta oralara çekime gitmem gerekiyor. Vazife aksamaz, dedi. İnşaallah başka zaman Afyon’a bir çekim nasip olursa sana o zaman misafir olurum, dedi.


- Abi gözünü seveyim ne otostopu ne kamyonu? Sen bütün çekimlere özel bir araba ile gitmiyor musun? Buraya kadar da otostopla mı geldin? Araba nerede, şoförün yok mu bu nasıl iş? dedim. 


Rahmetli hafiften tebessüm etti. 


- Fuat abi biliyorsun müessesenin durumu malum. İHLAS Finans darbesinden sonra sıkıntı çok büyük oldu. Çekimler için özel araba şoför şu bu sırası değil. 

Zar zor çekimler için üç-beş kuruşluk sponsor bulabiliyoruz onu da yoldu, akaryakıttı, oteldi buralara harcarsak müesseseye hiç katkımız olmaz. Bu sebeple uzun zamandır yurtdışı hariç yurtiçinde hep böyle hareket ediyoruz, dedi.


- Allahü teala razı olsun abim o zaman benim vaktim müsait sizi Burdur’a,  Isparta'ya ben götüreyim çorbada bu seferlik benim de tuzum olsun, dedim. 


- Fuat abi ne farkeder senin araba da mazot, benzin neyse yakmıyor mu? Sen de bunlara para vermiyor musun? Sen illa bir şey yapmak istiyorsan o mazot, benzin parasını finans ödemesine gönder. Bu daha hayırlı olur. Beni de daha çok memnun etmiş olursun. 

Hem şimdi bir kamyona binince varacağım yere gidene kadar kamyoncuya ehli sünnet itikadını, hizmetleri, büyükleri, dilimin döndüğü kadar anlatırım. Valizimde de kitaplar var onlardan hediye ederim bir kişi daha nasiplenmiş olur. Allahü teala senden razı olsun hadi sen yoluna devam et! Ben birazdan giderim zaten dedi. 


Ne kadar ısrar ettimse razı olmadı. 

Tekrar müsafaha ettim arabama mecburen bindim. Hafiften yürüdüm. Bir taraftan da aynadan İsmail abiyi takip ediyorum. Gerçekten az biraz yürümüştüm bir nakliye kamyonuna el etti. Kamyoncu durdu. İsmail abiyi aldı. Yola devam ettiler. 


Allahü teala rahmet eylesin mekanı cennet olsun. İşte, bu Büyüklerimiz bu yola böylesi fedakarlıklarla hizmet ettiler. O yaşına rağmen hiç durmadan hep hizmet etti İsmail abi... 


Şimdi mükafat zamanı... Allahü teala Peygamber EFENDİMİZİN Sallallahu aleyhi vesselam ve büyüklerimizin şefaatına kavuştursun mekanı cennet olsun inşaallah amin.


Hakkınızı helal edin abiler!

İsmail abi ile bir anımı sizlerle paylaşmak istedim. 


FUAT ÖZCAN

AFYONKARAHİSAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder