RAHMET

“Hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm bu âyet-i kerîmeyi (وما ارسلناك الارحمةللعالمین) inzâl idicek (indirdiğinde) itdi (Resûl-i Ekrem efendimiz sallallahu teala aleyhi ve sellem dedi ki);
-Yâ Cebrâil! Bu rahmetten sana nasîb vâki oldı mı?
-Belâ, yâ resûlullah!
didi.
-Hazretinin meb’ûs (peygamber) olmazdan evvel, sû-i hatemeden (son nefeste imansız gitmek) havf iderdim (korkardım). İblis’in ahvâli havfıma sebeb olmuşidi. Çünkim(Ne zaman ki) Hakk teala seni kâffe-i âleme (bütün alemlere) rahmet idüb, beni hazretine haberci kıldı ve Kur’ân-ı azîm inzâl hidmetin (vazifesini) bana ferman itdi (buyurdu) ve bu âyet-i kerîmeyi getürdim (انه اقول رسول کریم ذی قوة عند ذی العرش مکین مطاع ثم امین) Hakk teala hakkımda (kerîm ve mekîn ve mutâ’ ve emîn buyurıcak (buyurduğunda) havf-ı âkıbetten ve haşyet-i sû-i hatemeden (imansız gitme dehşeti ve son nefes korkusundan) halâs oldum (kurtuldum). Ve bu seâdeti senin berekâtında bu devleti hazretinin hidmeti (hizmeti) ile buldum,
didi.
(Meâricü’n-nübüvve tercemesi)

RAHMET

RAHMET 

Ma’lûm ola ki, ol hazret-i Resûlallah sallallahu teala aleyhi ve sellem dünyada ve âhirette müminlere ve kâfirlere rahmettir.
Mü’minlere; hidâyeti sebebiyle rahmet oldı.
Münâfıklara katlden (öldürülmekten) ve nehbden emân ile rahmet oldı.
Kâfirlere te’hîr-i azâb sebebiyle rahmet oldı.
‎وما کان الله لعذبهم و انت فیهم
Yani “Allahu teala anlara azâb itmez, şol halde ki sen anların mâbeyninde (arasında) olasın”
Pes, bu âyet-i kerîmede beşâret-i azîme (büyük bir müjde) vardır.
Küffâr ve müşrikîn (kâfirler ve müşrikler) Habîb-i Ekrem sallallahu teala aleyhi ve sellem hazretlerinin vücûd-ı şerîfi hasebiyle azâb-ı dünyâdan emin olıcak (olunca) layıkdır ki ehl-i îmân ce eshâb-ı irfân, Habîbullah sallallahu teala aleyhi ve sellemin berekâtıyle ve şefâatiyle azâb-ı nîrândan (Cehennem azâbından) halâs olurlar.
Nakl olunur ki, çünkim (ne zaman ki) bu âyet-i kerîme nâzil oldı hazret-i sultân-ı enbiyâ aleyhi ve aleyhimüsselatü vesselamın hâtır-ı şerîflerine teşvîş (düşünce) geldi ki;
-ihtimâldir, bunların mâbeynlerinden (aralarından) gittikde, bunlara azâb nâzil olıcak.
Hakk teala teselliyât-ı hâtır içün bu âyet-i kerîmeyi inzâl itdi;
وَماَ کاَنَ الله مُعَذِّبْهُمْ و مَنْ یَسْتَغْفِروُنَ
Ya’ni;
“Hakk teala celle ve a’lâ bunlara azâb itmez, mâdâm ki (yeter ki) istiğfâr (tevbe) iyleyeler.

(Meâricü’n-nübüvve tercemesi)

CEBRÂİL’İN AŞKI

CEBRÂİL’İN AŞKI

Cebrâîl ve Mikâîl aleyhisselâm, hazret-i risâletpenâh geldiler. Mikâîl aleyhisselâm durur idi. Cebrâîl aleyhisselâm ol hazretin rıdâsını (belden yukarı kullanılan örtü) pûs idüp (üzerine örtüp) yüzine sürer idi.
Peygamber aleyhisselâtü vesselam itdi:
-Yâ Cebrâîl, bu ne hâlettir?
Cebrâîl aleyhisselâm itdi:
-Mikâîl’den suâl eyle.
Mikâîl aleyhisselâm itdi:
-Yâ Resûlallah! Bugün yetmiş kere Hazret-i bârî-i tealadan izin taleb itdi; hazretine gele. Melâikeler itdiler;
-Ey Cebrâîl! Bu ne mübâlağadır?)
İtdi;
-Ma’zûr tutın ki; benim, Muhammed sallallahu teala aleyhi ve sellemin cemâlinsiz kararım yoktur (duramam).

(Meâricü’n-nübüvve tercemesi)

İlim ikidir

İlim ikidir: Birisi tahsil ile hâsıl olan ilim,diğeri Allah tarafından gelen ledünnî ilimdir.İlm-i ledünnînin yetmiş iki şubesi vardır.En ednâsı [aşağısı] ağacın yapraklarının sayısını bilmek ve sâidle şakîyi ayırmaktır.

(Seyyid Abdülhakim Arvasi) Kuddise Sirruh

Cenâze

Cenâzenin iki sûreti vardır: Biri hafîf,biri sakîl [ağır] olmaktır. Îmanın kuvveti nisbetinde cenâze hafîf olur.

(Seyyid Abdülhakim Arvasi) Kuddise Sirruh

Ey Ateş,serin ol

"Ey ateş,serin ol" emr-i ilahisi sâdır olunca ,dünyâda mevcûd bulunan bütün ateşler soğudu.O anda fırınlarda bulunan ekmekler pişmedi,ocaklarda bulunan yemekler durdu.

(Seyyid Abdülhakim Arvasi) Kuddise Sirruh

Kalem

Kalem, Allah celle celâlühünün halk ettiği bir mahlûktur.Bir Nûrâni cisimdir,melek cinsinde.Levh bir nûrâni cisimdir.Kalem onda yazdı.

(Seyyid Abdülhakim Arvasi) Kuddise Sirruh

Ebedi hayat ve ebedi ölüm

Dünya hayatı ruh iledir. Ahiret hayatı iman iledir. Dünya hayatı ana rahminden başlar. Sekaratta biter. Ahiret hayatı sekaratta başlar, nihayeti yoktur. Sekaratı iman selameti ile geçiren ebedi hayata nail olur. Sekaratı imanla geçiremeyen ebedi ölüme düçar olur.

(Seyyid Abdülhakim Arvasi) Kuddise Sirruh

Peygamber efendimiz (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) insandır

Peygamber efendimiz (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) insandır. Melek değildir. Arabdır. Kureyş aşiretindendir. Haşimi kabilesindendir. Muttalibi hanedanındandır .

(Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri) Kuddise sirruh

FAZÎLET-İ RESÛLULLAH


“Sallallahu teala aleyhi ve sellem”
Me’âricü’n-nübüvve (Altıparmak tarihi) nam eserde Efendimiz aleyhissalatü vesselamın husûsiyetleri beyan buyrulurken, diğer peygamberlerden farklı olan faziletlerinden bahsedilmektedir.
İşte o faziletlerden ikisi de şunlardır ki;
✔️- “her bir peygamber rızâ-i ilâhî taleb iderler. Nitekim Mûsâ aleyhisselam;

و عجلت الیک رب لترضی

didi. Ve Hakk teâlâ Habîbinin rızâsını gözetmek va’d itdi;

ولسوف یعطیک ربک فترضی

✔️-Hakk teâlânın nâm-ı şerîfine cümle enbiyâ aleyhimüsselam kasem (yemin) itdiler. Hakk teâlâ Hâce (Efendimiz) Aleyhisselamın nâmına kasem idüb لعمرك buyurdu.“
...
Okuyunuz efendim, bu kıymetli kitabı muhakkak okuyunuz!

MUHAMMED “sallallahu teala aleyhi ve sellem”


“Hazret-i hakk ve feyyâz-ı mutlak buyurur ki;
Senin ism-i şerîfinin evvel harfi ile sana ve ümmetine minnet ve ihsan itdim, cehennemden âzâd itmekle.
İkinci harfle ilkâ-i muhabbet itdim kalbine ve ümmetinin kulûbunda.
İkinci mim ile mağdiret itdim sana ve ümmetine.
Dördünci harfile zâmin (kefil) oldum ki senin dînini tâ kıyâmete dek dâim idüb zevâlden (kaybolmaktan, yok olmaktan) hıfz idem (koruyayım). “
(Meâricü’n-nübüvve “Altıparmak tarihi” tercemesi)