osmanlı devletinde kadın hakları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
osmanlı devletinde kadın hakları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

OSMANLI DEVLETİNDE KADIN HAKLARI


DEVLET-İ ALİYYE'DE KADIN HAKLARI
Tarihten bîhaber olan dolma kalem ve dolma akıllıların diline doladığı teranedir;
"Osmanlı'da kadınların hakkı yoktu"
Bir belge ile bu söz ve zihniyydetin üzerine inşa edilen yalanı, yalancılarının yüzüne çarpalım.
...
Üsküdar Şer’iyye Sicilleri’nin 407.si yani Hicri 1155-56 Miladi 1742-44 devresi davalarının kaydının olduğu Kadı Defteri’nden bir sayfa:
Ma’ruz
Üsküdar’da Hace Hatun mahallesinde sakine ve zatı vech-i Şer’i üzere muarrefe olan Ayşe’nin babası ve tarafından sabit’ül-vekâle vekîl El-Hac Ahmed damadı Ömer Beşe ile ba’de’l-murafaa’ mezbur El-Hac Ahmed kızım müvekkilem mezbureyi zevci mezbur Ömer Beşe anası şedîde ve sair akrabasıyla ma’an bir menzilde iskân etmekle mezburun ta’ciz ederler deyu başka bir mesken-i şer’ide iskân eylesun deyu bi’l-vekâle da’va ol dahi i’tiraf etmegiyn mezbure Ayşe’yi aher mesken-i şer’ide iskân etmek üzere mezbur Ömer’e tenbih-i şer’i olunduği bi’l-iltimas huzur-u alilerine i’lam olundu
Fî Gurre-i Şa’ban Sene 1155
İŞ bu belgede özetle; Ayşe isimli bir hanım babası vesilesi ile mahkemeye başvuruyor ve Ömer Beşe isimli kocasının, kadına elle ya da dille zulmeden annesi ve diğer yakınları ile birlikte veya içli dışlı oturduklarından ve kendisine onlar tarafından zulmedildiğinden şikayet edip evini ayırması ve uzağa taşınması için kocasını Hilafet’in Kadısı’na şikayet ediyor. Ve Kadı da, kocanın da itiraf ettiği o zulme son vermek için kocaya evini oradan uzak bir yere taşımak zorunda olduğu kararını veriyor!..
Dikkat einiz ki, metinde "ma’an bir menzilde" diyor, yani "aynı yerde ikamet ediyorlar" ama bu sözle anlatılmak istenen aynı konak mı yoksa aynı sokak vs mi bu da meçhul. Zira eskiden bu tür ifadeler genel anlamda idi. Ve şimdiki aile apartmanlarında üst üste bir kaç yakın akraba nasıl bir oturuyorsa eskiden de bir çok akraba bir sokakta sıra sıra evler, bazen bitişik duvarlı bu evlerde aynı yerde otururlardı. Yani konak vs bir ev de olabilir, veyahut da sadece aynı sokak veya mahallede oturuyor olmuş da olabilirler.
Velhasıl öyle dahi olsa, sürekli içli dışlı olunan kayınvalide, ve belli ki yenge, görümce vs sair yakınlar kadıncağıza sürekli eza cefa vermektedirler.
Yine, metinde "taciz ederler" denmiş. Bu da genel anlamlıdır. Elle bir taciz yani itip kalkma mı, yoksa sadece dille yani laf sokuşturma veya azarlama mı, meçhul. Her halukârda kadın ezdirilmemiştir.
Eğer dövülse idi darp vs. denirdi. Burada ya elle itip kalkma, ya da sadece dille tahkir, ta’riz veya laf sokuşturma vs var, ki bu olması daha muhtemel; ama görüldüğü gibi hakkını talep etmesini bilene devlet nasıl da hakkını teslim ediyor!..
Belki kayınvalidesi ile sadece aynı sokakta oturdugu halde ve sadece çeşitli psikolojik baskılara maruz kaldığı bu gibi durumda bile kadını ezdirmiyor ve kocaya “evini meşru olan başka bir yere taşıyacaksın” emrini veriyor!..
...
Art niyyetli gözlere gözlük faide vermez!