Sual: Zekât veya sadaka istemek uygun mudur?
CEVAP
Bir günlük yiyeceği olanın, zekât veya sadaka istemesi haramdır. Fakat istemeden verilen sadakayı, zekâtı alması caizdir. Muhtaç olmayan fakirin, verilen zekât veya sadakayı almaması iyi olur. Biri zekât toplamak için vazife isteyince, Resulullah efendimiz, (Seni, insanların yıkayıp attıkları kirleri toplamaya memur etmek istemem) buyurdu. (İbni Huzeyme)
Zekât olarak verilen bir deveyi isteyen bir zata, (Şişman birinin, sıcakta terleyip vücudunu yıkadığı kirli su içilir mi? Zekât böyle kir gibidir) buyuruldu. (İmam-ı Malik)
(Zekât, karıştığı malı ifsad eder) hadis-i şerifini imam-ı Ahmed hazretleri, (İhtiyacı olmadığı halde, zekât olarak alınan mal, diğer malları helak eder) diye açıklamıştır. (Tergib)
Zekâtı muhtaçlara vermelidir! Kur'an-ı kerimin birçok yerinde namaz ile zekât beraber bildiriliyor. (Namazı kılın, zekâtı verin) buyuruluyor. (Bekara 43)
Sual: Fakir, zekât isteyebilir mi?
CEVAP
Hayır. Fakat fakir olduğunu bildirmesi caizdir.
Dilenmekteki ölçü
Sual: Zekât kimlere verilir? Dilenmekteki ölçü nedir?
CEVAP
Zekât, çalışamayacak derecede hasta veya sakat olanlara veya çalışıp da güç geçinen müslümanlara verilir. Allahü teâlâ böyle fakirleri, milletin içinde kırkta bir olarak yaratmıştır. Bunlara zekât veren zengin bir müslüman, hem ibadetlerini yaparak Allahü teâlânın rızasını kazanır, hem de sosyal yardım yapmış olur. Hem de malını, servetini fakirlerin haklarından ve tecavüzlerinden korumuş olur. Zenginler, servetin kırkta birini muhtaçlara verecek olursa, müslüman ülkelerde fakirliğin istismarı önlenmiş olur.
Zekât ve sadakalar, aynı zamanda sosyal yardım olup, ekonomik felaketleri önlemek için birer tedbirdir. Fakir, ihtiyacından fazla ve nisaptan az zekât alabilir. Nafakasından fazla; fakat nisap miktarından az malı olana fakir denir. Maaşı kaç lira olursa, olsun, evini idarede güçlük çeken her memur, fakir sayıldığı için zekât alabilir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Muhtaç olmadan dilenen, ateş koru yutan kimse gibidir.) [Beyheki]
(Mal biriktirmek için dilenen, ateş koru dilenmiş olur.) [Müslim]
(Kendisinin veya çoluk çocuğunun katlanamayacakları bir ihtiyacı yok iken, dileneni Allahü teâlâ ummadığı yer ve zamanda muhtaç eder.) [Beyheki]
(Dilenci, dilenmekteki vebali bilseydi, hemen dilenmekten vazgeçerdi.) [Taberani]
(Gerçek yoksul, ihtiyacını karşılayacak bir şeyi olmayan, hatırlanmadığı için sadaka verilmeyen, kendisi de kalkıp kimseden bir şey istemeyen kişidir.) [Buhari]
(Şu üç şey için yemin ederim: Sadaka vermekle asla mal eksilmez. Öyle ise sadaka verin! Zulüm gördüğü şahsı, Allah rızası için affeden, dünya ve ahirette aziz olur. Öyle ise affedin! İsteme kapısını açana da, Allahü teâlâ fakirlik kapısını açar.) [İ.Ahmed]
(Dilenmeye mani olan zenginlik, sabah-akşam yiyeceğe malik olmaktır.) [Ruzeyn]
Bir günlük yani sabah-akşam yiyeceği olanın dilenmesi caiz değildir. Dilencinin önünde bir günlük yiyecek parası varsa, ona bir şey vermek caiz olmaz. Fakat önünde para yoksa veya çok az varsa, onun bir günlük yiyeceği olduğu bilinmediğinden sadaka vermek caiz olur.
Her gün az da olsa sadaka vermelidir. Bir ay bekleyip de daha çok vereyim diyerek sadakasız gün geçirmemelidir.
Bilal-i Habeşi hazretleri, misafirlerine ikram etmesi için Resulullah efendimize vermek üzere en iyi hurmalardan bir yığın hurma ayırmıştı. Bir gün Peygamber efendimiz, Hazret-i Bilal’in evine gelip bu hurmaları görünce, bunların ne olduğunu sordu. Hazret-i Bilal de, (Bunları misafirlerinize ikram edesiniz diye size vermek üzere sakladım) dedi. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Bunların Cehennemde duman olmasından korkmuyor musun? Ya Bilal bunları infak et, azalır diye korkma!) [Bezzar]
Hediye için bile uzun müddet saklamak uygun görülmemiştir.