25 Şehr-i Ramezânü'l-Mübârek 1372 [8.6.1953]
Ve aleykümselam kıymetli kardeşim Saim bey
28 Şa'bânü'l-Muazzam tarihli mektubunuzu bir hafta evvel aldım. Elime geç vâsıl olması,hayretimi mu'cib oldu. Mektubunuzun kırâeti,sürur ve sevinci hâiz oldu. İslamiyyetin gurbet [garîblik] peydâ eylediği bu zeman da, sizin böyle kıymetli sualler ile meşgul olmanıza çok memnun oldum. Bütün dünyanın küfr ve irtidâd içinde yuvarlandığı bu devirde Cenâb-ı Hakkınn size ikram eylediği kuvvetli imana, dindarlığa ne kadar şükr etseniz, bu büyük ni'metin kadrini ve şükrünü ödeyemezsiniz. Cenabı Hak böyle dindarlığı, ancak, bu zemânda çok az kimselere veriyor ve çok sevdiği bahtiyar kullarına ihsan ediyor. Sizin de bu bahtiyar kullardan biri olduğunuz, bu mektubunuzdan anlaşılmaktadır. Cenab-ı Hakka çok şükr ediniz.Şükr edince bu ni'met daha ziyade artar.
Kardeşim, size Receb-i Şerif ayında mufassal mektup yazmıştım. Bunu aldığınız anlaşılıyor. Mektubunuza cevap olmak ve Berat kandili'nizi tebrik etmek üzere, mübarek Şa'bân ayında da bir kart göndermiştim. Bunu almadığınız anlaşılıyor. Yeni adresinizi bildirdiğinize çok teşekkür ederim. Bayram tebrikini eski adresinize gönderecektim. Artık Eskişehir'e gönderirim.
Kardeşim, mektubunuzda üç dâne sualin cevapları şunlardır:
1- İnsanı arı ve diğer haşerat sokarsa, oruç bozulmaz. Orucu bozan şeyler gıda veya deva veya keyf maddelerini ağızdan veya [ön ve arkadan lavman] suretiyle veya cildden yaraya koymak veya iğne ile şırınga etmek sureti ile oruç bozulur. Eğer bunları kasden yaparsa, hem kaza ve hem keffaret lazım gelir. Eğer bir özr ile veya cebr ile veya hatâ ile yaparsa, yalnız kaza lazımdır.Keffaret lazım gelmez. Eğer bunları sehven yaparsa, ya'ni unutarak, nisyan suretiyle yaparsa, orucu bozulmaz.
İnsanı arı sokunca,oruç bozulmadığı gibi,arı insanın ağzından midesine gitse, yine bozulmaz. Zirâ gıdâ,deva veya keyf maddesi olmayan şeyleri kasden yise, oruç bozulur ve yalnız kaza lâzım gelir. Kasden değil de gayri ihtiyari vücuda dahil olsalar, oruç bozulmaz. Arının kendisi veya sokması, gıda ve deva ve keyf maddesi olmadığı gibi, gayri ihtiyari soktuğu için oruç bozulmaz.
2-İkinci cevap câizdir. Ya'ni arıların, komşunun çiçeklerinden müsâadesiz bal özü almasıyla yaptığı balı yemek ve satmak, bize caizdir. Zira bal özü mal değildir. Cins ve mikdarı itibarıyla şer'an ve örfen mal değildir. Eğer komşu, bu bal özlerinin kendisinden veya icar suretiyle menfaatlerinden istifade etseydi caiz olmazdı. Halbuki şer'an ve örfen böyle bir istifadesi yoktur. Ya'nî kıymeti yoktur. O halde bunu almak gasb olmaz ve sirkat [hırsızlık] olmaz.
3- Kur'ân-ı kerîmde arıdan ve baldan bahs eden müstakil sure vardır. Ondördüncü cüz'de (Sûre-i Nahl) ya'nî arı suresi vardır. Büyük bir surenin ismi arı suresidir. Maahâzâ [bununla beraber] bu surenin ortalarında arıdan ve baldan bir kaç ayet bahs buyuruluyor ise de, bu kadarcık bahs de büyük bir şerefdir. Mevâhib-i Ledünniyye kitabında diyor ki (ikinci cild, sahife 194 ve 196):
Peygamberimiz karın sancılarına bal tavsiye buyururdu ve Ve Cenâb-ı hak Kur'ân-ı kerîmde , Sûre-i Nahlde bal hakkında (fihi şifâün linnâsi) [Onda insanlar için şifa vardır] demiştir, buyururdu. Bir hadîs-i şerîfde (hastalarınızı bal ile ve Kur'an-ı Kerim ile tedavi eliniz) buyurmuştur. Diğer bir hadis-i şerîfde (bir kimse hasta olsa, zevcesinin mehr parasından bir parça hediyye istesin. Zevcesinin verdiği hediyye para ile bir mikdar bal alıp, yağmur suyu ile karıştırıp içsin, faide bulur) buyururdu. [Çünki en helal para, mehr parasıdır.] Bal hakkında daha birçok hadisi şerifler vardır.
İmâm-ı Muhammed Gazali hazretleri Kimyâ-i Seâdet kitabında buyuruyor ki: Arılara dikkat ediniz, evlerini nasıl muntazam altı köşe yapıyorlar. Eğer dört köşe yapsalardı, kendileri yuvarlak oldukları için, evlerine girince, köşeleri boş kalırdı. Evlerini de eğer yuvarlak yapsalardı, bu evler bir araya gelince, bu def'a evler aralarında boş mahaller kalıp zayi olurdu. Şekiller arasında, yuvarlağa en yakın olan, altı köşedir ve altı köşeli evler birleşince, aralarında lüzumsuz boşluk kalmaz. Cenabı Hak, lûtf ve inayeti ile bu küçük hayvana bile böyle inayet buyurarak bu şekli ilham etmiştir. Diğer hayvanlardaki inayetleri de düşün de, rabbimizin merhamet ve lütfunun sonsuzluğunu anla.
Mektubuma burada nihayet verir, gözlerinden öper, sıhhat ve selametinize acizane dualar ederim. Ve bu mübarek günlerde kıymetli dualarınızı beklerim. Küçüklerde hürmetle ellerinizden öperler. Beybabam Ziyâ Bey'e de mektubunuzu bildirdim. Çok selam söylediler. Sa'di Bey'e de [Karadeniz Ereğli'sinde arıcı Sadi Anıl] selam yazmanızı rica ederim kardeşim.
Kardeşiniz Hüseyn Hilmi Işık